SVALBARD: Kuzey Kutbu’na Yolculuk

Kasım ayı sonunda nereyekacsak.com ekibinden Buket ile birlikte dünyanın en kuzeyine, Svalbard’a gittik, hem de havanın hiç aydınlanmadığı dönemde ve böylelikle benim bir hayalim daha gerçekleşmiş oldu. Seyahat hayalleri kurmanın da güzel yanı bu işte. Yatlar, katlar gibi çok da büyük hayaller olmadığı için gerçekleştirebilme olasılığı daha yüksek oluyor.

svalbard-havaalani-ilk-adim

Buket ile Svalbard’a ayak bastığımız ilk an. Yüzümüzdeki mutluluğa bakın.

Kuzey Kutbu’nda olmak tabii garip bir his ama çok güzel. Nasıl tarif etsem bilmiyorum. İnsan inanamıyor Kuzey Kutbu’nda olduğuna. Ama sebepsiz bir mutluluk ve şükretme duygusu hissediyor. Aslında geçen sene yaptığım İzlanda seyahatinde de benzer hisleri yaşamıştım. Sanırım çok seviyorum kuzeyi ve soğuk memleketleri, daha doğrusu oraların huzurunu. Bu arada tabii belirtmekte de fayda var, ben aslında tam bir yaz insanıyımdır, güneş, deniz, plaj severim.

svalbard-longyearbyen-renkli-evler-3

Svalbard’ın en büyük yerleşim yeri olan Longyearbyen’in rengarenk evleri

Neyse bakalım, hemen anlatmaya başlıyorum orada geçirdiğimiz 4 gün boyunca edindiğim izlenimleri. Bu arada bu yazının da bir şarkısı var tabii ki. Alman müzik grubu Blind Guardian’dan Bards’ Song. Dinlemek için buraya tıklayın. Şarkının içinde “Don’t be afraid of the dark and cold” diyor. Doğru diyor, soğuktan ve karanlıktan korkmayın ve siz de Kuzey Kutbu’na, Svalbard’a gidin! 🙂 Zaten yazıyı okuyunca canınız kesin gitmek isteyecek!

 

INSTAGRAM: @orcundalarslan

 

NEDEN SVALBARD’A GİTMELİSİNİZ?

Svalbard’a gidin dedim ama peki neden gitmelisiniz. Buyurun:

– Svalbard’la ilgili en heyecan verici şey, dünyanın en kuzeyinde olma hissi. Issız bucaksız, bembeyaz bir coğrafyada olduğunuzu hayal edin. Yokluğun ortası. Daha Svalbard’a ayak basmadan, uçaktan bakınca bile sadece karla kaplı dik dağlar ve buz tutmuş denizi görmek insanı ürpertiyle karışık bir şekilde heyecanlandırıyor.

– Svalbard, Kuzey Kutup Bölgesi’nde yer aldığı için kış aylarında gün hiç doğmuyor. Havanın hiç aydınlanmamasının, ya da yazın giderseniz kararmamasının nasıl bir his olduğunu keşfedeceksiniz.

– Dünyada kuzey ışıklarının görülebileceği en iyi yerlerden birisi Svalbard.

– Eğer şanslıysanız, bembeyaz kutup ayılarını görebilirsiniz.

svalbard-plataberget

Svalbard’ın büyüleyici kutup coğrafyası… Aslında hava fotoğrafta göründüğünden daha karanlık bu arada…

SVALBARD İLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER

Svalbard, Norveç’in ana karasının 900 km, Oslo’nun 2000 km kuzeyinde Norveç’e bağlı bir adalar topluluğu. 74. ve 81. paraleller arasında yer alıyor. Yani kutup noktasının hemen altında diyebiliriz. Dünya üzerinde daha kuzeyde bir yerleşim yeri yok.

svalbard_harita

Bu haritaya bakınca Svalbard’ın konumunu daha iyi anlayacaksınız. Dünyanın tam tepesinde diyebiliriz.

Svalbard’ın nüfusu 2500 civarında. Burada yaşayan kutup ayısı sayısı ise 3500’ün üzerinde. Svalbard’ın toplam nüfusunun % 60’ı Norveçlilerden, kalanı da başta Ruslar, İsveçliler, Taylandlılar ve Filipinliler olmak üzere diğer milletlerden oluşuyor… Hizmet sektöründe genelde Tayland ve Filipinliler çalışıyor ama diğer milletlerle pek kaynaşmadan hep bir arada takılıyorlar.

Svalbard’da iki şehir var sadece. Birisi, Svalbard’ın başkenti diyebileceğimiz, 2000 civarında nüfusu olan Longyearbyen, diğeri de 400 kişinin yaşadığı Rus yerleşimi Barentzburg. Longyearbyen, ismini 1906 yılında burada kömür madenimi kuran Amerikalı John Longyear’dan alıyor. Longyearbyen’in en dikkat çekici yönü, rengarenk boyanmış evleri ve kasabayı çevreleyen, dik dağlar.

svalbard-longyearbyen

Bu fotoğrafı uçak havaalanına inerken çektim. İşte tüm Longyearbyen bu kadar! 🙂

svalbard-longyearbyen-renkli-evler-2

Longyearbyen’in renkli evleri ve sarp arka planda sarp tepeler

svalbard-sukkertoppen-dagi

Bu fotoğraf da birazcık tepelerden. Şehir merkezi ile hemen yanında yükselen, Longyearbyen’in alamet-i farikalarından olan üçgen şeklindeki 371 metrelik Sukkertoppen Dağı… Fotoğrafını çektiğim bu masalsı manzarayı canlı gördüğüm için çok şanslı hissediyorum.

Svalbard’da bembeyaz düzlükler ve karlı dağlardan oluşan gerçek Kuzey Kutbu coğrafyası şehrin biraz dışına gidince insanın karşısına çıkıyor… İnsana acayip bir huzur da veriyor. Buralarda insan dünyanın en kuzeyinde olduğunu daha iyi algılıyor.

svalbard-kuzey-kutbu

Svalbard’ın keskin dağları

Svalbard Norveç’e bağlı ama 1920 yılında imzalanan Svalbard Antlaşması’yla belirlenen özerk bir yapısı var. Bu antlaşmada 42 ülkenin imzası bulunuyor. Antlaşmaya göre, bu 42 ülkenin tümünün vatandaşlarının Svalbard’da yaşama, çalışma ve ticari faaliyetlerde bulunma hakkı var. Bu ülkeler arasında ABD, İsveç, Rusya ve Kanada gibi ülkelerin yanı sıra Afganistan, Suudi Arabistan gibi şaşırtıcı ülkeler de yer alıyor.

Burada antlaşmayı imzalayan tüm ülke vatandaşları gelip yaşayabiliyor ama tek şartla. Kendilerini geçindirebilecek kadar para kazanmaları gerekiyor. Yoksa geri yollanıyorlar. Aslında gerçek anlamda kapitalist sistem diyebiliriz. Para kazanan bir şirket ya da kişiysen varsın, değilsen yoksun. O yüzden nüfus hep genç ve dinamik. Yaşlı nüfus yok. Tüm sistem buna göre ayarlanmış durumda. Svalbard’da hastalıktan ölmek de yasak. Ağır durumu olan bir hasta varsa, hemen Norveç anakarasına yollanıyor tedavi için.

Peki insanlar deli mi de Kuzey Kutbu’nda yaşıyorlar? Elbette tamamen duygusal sebebi var bunun. Svalbard’ın en önemli gelir kaynağı, burada bulunan kömür madenleri. Turizm de bir diğer önemli sektör. Üstelik Svalbard Antlaşması’na göre Svalbard’da vergi diye bir şey de yok. göre vergi de ödenmiyor. Maaşlar da oldukça yüksek. Birçok kişi gelip, 1 ya da 2 sene Svalbard’da yaşayıp, ev alacak kadar para kazanıp memleketlerine dönüyor.

Buket ile Svalbard’dan ilk izlenimlerimizi anlattığımız video. Videoyu izledikten sonra Youtube kanalımıza abone olmayı unutmayın! 🙂

SVALBARD’DA YAŞAM

Svalbard her ne kadar Kuzey Kutbu’nda yer alsa da dünyanın yaşam standartları en yüksek olan ülkelerinden Norveç’in medeniyetinden nasibini fazlaca almış diyebiliriz. Sadece 2000 kişi yaşamasına rağmen, Longyearbyen’de ilkokul, ortaokul, lise, spor merkezi, yüzme havuzu, kültür merkezi, banka, süpermarket, alışveriş merkezi, kilise ve müzeler bulunuyor. Şehirde hatta üniversite bile var. Sosyal hayatı da gayet hareketli, çok iyi kafe, restoran ve barları var.

svalbard-avm-ve-heykel

Sağdaki mor bina, Lompensenteret. Burası için bir nevi Longyearbyen’in AVM’si diyebiliriz. İçeride çok sayıda mağaza var. Bu cadde de zaten şehrin ana caddesi, bir nevi İstiklal Caddesi gibi. Maden işçisi heykeline de dikkat. Emeğe saygı var adamlarda…

svalbard-avm-lompensenteret

Bu da AVM’nin içi.

svalbard-alisveris

AVM dışında ana caddede de mağazalar var. Çoğunluğu da kış sporları için malzemeler ve kışlık kıyafetler satan mağazalar olsa da hediyelik eşya mağazaları da var. Hemen tavsiyeler de vereyim. Çocuklar için en iyi hediyeler kutup ayısı oyuncakları. Büyükler için anahtarlıklar, sweatshirtler veya Norveç yünleri alabilirsiniz.

svalbard-supermarket-giris

Bu da Svalbard’ın süpermarketi. Açılış kapanış saatleri biraz saçma, o yüzden acil ihtiyaçlarınız olursa sonraya ertelemeyin.

svalbard-supermarket-cocuk

Bayıldık süpermarkette tanıştığımız bu ufaklığa.

svalbard-supermarket

Süpermarkette yok yok ama yine de aradığınızı bulamazsanız biraz ilerideki 78 Grader’e de bakın derim.

Svalbard’da yaşam standartları da oldukça yüksek. Norveç yasalarına göre her çocuğun anladığı dilde eğitim alması gerekiyor. Longyearbyen’de 15 yaş altı nüfus 600’ün üzerinde. Okulda eğitim gören her çocuğun dilinde eğitim verecek öğretmenler var. O dili konuşan tek bir çocuk olsa bile, okulda çocuğun dilini bilen farklı branşların öğretmenleri bulunuyor. İnsan tabii ister istemez kendi memleketiyle kıyaslayıp üzülüyor… Üniversitede de eğitim ücretsiz.

svalbard-universitesi

Arkadaki bina Svalbard Üniversitesi. Üniversitede genellikle kutup bölgesi araştırmalarına yönelik programlar var. Öğrenci sayısı 100’e yakın.

Şehirde hemen hemen evlerin tamamı rengarenk. Sanırım hava soğuk ve karanlık olduğu için evleri rengarenk boyamışlar. Evleri dışarıdan izlemek bile insanın içini ısıtıyor. Bir de otellerden evlere, restoranlardan mağazalara kadar hemen hemen tüm binalar prefabrik, hiçbirinin temeli yok. Ulaşım genellikle kar motoruyla sağlandığı için evlerin önünde arabadan çok park etmiş kar motorları var. Şehir içinde de birçok kişi bir yerden bir yere giderken yürümek yerine kayakları kullanıyor.

svalbard-longyearbyen-renkli-evler

Karanlık ile beyazın ortasında, rengarenk, şeker gibi parlıyorlar. Pencerelerde de genellikle perde yok. Evlerin içi görünüyor. Tabii insan ister istemez röntgencilik de yapıyor. 🙂 Evlerin içi hep ahşap, dekorları çok güzel. Svalbard’a yerleşip o evlerden birinde yaşayasım geldi resmen. 🙂

svalbard-longyearbyen-renkli-evler-6

Bunlar da başka tipte evler. Hepsi birbirinden güzel.

svalbard-longyearbyen-kar-motorlari

Park etmiş kar motorlarına dikkat.

svalbard-ulasim

Kayaklar Svalbard’da günlük hayatın bir parçası

SVALBARD ÇOK MU SOĞUK? NASIL GİYİNMELİ?

Svalbard her ne kadar çok kuzeyde de olsa, Gulf Stream sıcak su akıntısından etkilendiği için hava kış aylarında Sibirya ya da bizim doğu Anadolu’daki gibi -30°’lere düşmüyor. Genellikle -16 ya da -17 C° civarında seyrediyor. Biz Svalbard’a giderken İzmir’de sıcaklık 21 C°’ydi. Svalbard’a indiğimizde ise -17 C°. Benim için hava sıcaklığı bir anda -38 C° düşmüş oldu yani. Ama korkacak bir durum yok. İyi giyindikten, doğru kıyafetleri seçtikten sonra hava o kadar da soğuk değil.

Zaten bence üşüme kavramını beynimizde büyütüyoruz biz aslında. Üşüdüğümüzü düşündükçe üşüyoruz. Mesela ilk geldiğimiz gün, “Kutuplara gidiyoruz, üşüyeceğiz” mantığıyla geldiğimiz için çok üşümüştük. Sonrasında hemen geçti. Bu arada Svalbard’da kapalı mekanların hepsi çok sıcak. Sıcak su borularıyla ısıtılıyor tüm Longyearbyen. Şehirde, suların madenlerden çıkarılan kömürle ısıtıldığı ve elektriğin üretildiği iki terminal var.

svalbardda-ne-giyilir

Eğer dışarıda 1-2 saatten fazla kalacaksanız, bu şekilde giyinin. Yani kayak pantolonu, altına termal tayt, termal çoraplar, bir tişört, üzerine kazak ve tabii ki bir de eldivenler ve bere. En önemlileri en sona sakladım: İyi bir termal mont ile termal botlar. Bu şekilde dışarıda saatler geçirseniz de üşümezsiniz. Peki bunları nereden alabilirsiniz? Ben Decathlon’dan aldım. Her ikisinin de markası Quechua. Hiç üşümedim. Fiyatları da tanınmış markalara göre çok uygun. Kesinlikle tavsiye ederim.

svalbardda-ne-giyilir-2

Bu da günlük hayat giyim tarzı, yani kafeye, restorana, alışverişe filan giderken… Termal botlar ve mont yine olmazsa olmazlar. Normal pantolonunuzu giyebilirsiniz ama altına yine termal tayt giymekte fayda var ama olmasa da olur.

svalbard-sort

Şort, tişört ve spor ayakkabılar… Bunlar da kahvaltı kıyafetleri! 😀 Ahaha, tabii siz bana uymayın. Malum iç mekanlar çok sıcak oluyor. Biz de 50 metre ötedeki kahvaltı mekanına giderken üstüme o kadar şeyi giymeyi üşendiğimden böyle gittim. Bir şey oldu mu? Hayır. Yani soğuktan çok da korkmamak lazım! 🙂

SVALBARD PAHALI MI?

Evet, hem de çok. Yani dünyanın en pahalı şehirlerinden olan Norveç’in başkenti Oslo’dan bilet pahalı. Özellikle de süpermarketlerdeki gıda ürünleri ile restoran fiyatları çok yüksek. Bu arada Svalbard’da kullanılan para birimi Norveç Kronu (NOK). Hesaplaması da çok kolay. Norveç Kronu’nu üçe bölüyorsunuz, yaklaşık TL karşılığı çıkıyor. Yani 90 NOK, 30 TL ediyor.

svalbard-supermarket-fiyatlar

Örnek olarak süpermarkette çektiğim bu elma fiyatlarını paylaşıyorum. En ucuz elmanın kilosu 44.90 NOK, yani 15 TL. 66.90 NOK’a da var elma. Portakal, muz fiyatları filan daha da yüksek.

SVALBARD’DA YEME, İÇME, GECE HAYATI

Küçücük Longyearbyen’ın 50 bin nüfuslu bir Türk şehrinden daha fazla sayıda da kafe, restoran ve barı var. Şaşırtıcı ama hepsi de kalabalık sayılır.

Bizim en sevdiğimiz mekan, kaldığımız otele ait olan Svalbar oldu. Zaten şehrin en popüler yerlerinden birisi. Ortamı güzel. Biralar ortalama 80-90 NOK. Yemekler 120-150 NOK arası ortalama.

svalbard-svalbar

Svalbar

svalbard-svalbar-dekor

Svalbar’ın iç dekoru

svalbard-svalbar-yazi

Svalbar’a her oturduğumuzda, fırsat buldukça bu yazıda size anlatmak için notlar aldım. 🙂

Eğer çok daha ekonomik bir seçenek isterseniz tavsiyem kesinlikle Fuene. Madenci heykelinin yakınında, sandviçlerin satıldığı bir kafe ama sandviç deyince bizdeki gibi basit sandviçler gelmesin aklınıza. Çok lezzetli hepsi. Somonlu sandviçi, yanında da Arctic marka Norveç birasını tavsiye ederim. Sandviçler de bira da 60 NOK civarı.

svalbard-fruene-cafe

Fuene

Akşam şık bir yemek isterseniz de kesinlikle Knoa’ya gitmeniz lazım. Longyearbyen’in en iyi restoranlarından birisi. Özellikle ahşap dekoru çok iyi. Ana yemekler ve birer içkiye 300 NOK ödedik.

svalbard-knoa-restaurant

Knoa

Svalbar’a alternatif olacak mekanlar Karlsberger Pub ve Barentz Pub. Knoa’nın alternatifi olarak ise Huset şık bir restoran.

BİTMEYEN KUTUP GECELERİ

Longyearbyen, 78. paralelde yer alıyor. Dolayısıyla kışın, 26 Ekim ile 15 Şubat arası hiç güneş doğmuyor. Hava sürekli karanlık. Değişik bir his. İnsan gitmeden önce korkuyor, acaba bunalım yapar mı diye ama biz 72 saatten fazla kaldık, hiç sıkıntı olmadı. Hatta hoşumuza bile gitmeye başladı. Galiba ben an az 1 ay filan dayanabilirim bu sürekli gece olayına ama tabii büyük de konuşmamak lazım.

İnsan beyni de çok acayip. Hemen uyum sağlıyor. Hava hep karanlık olsa da saate göre şimdi sabah, şimdi öğlen, bak şimdi de gece oldu diyor. Hemen kabulleniyor durumu. Gündüz, yani gündüz dediğim saat dilimi olarak günüz, insanın uykusu da gelmiyor sabah ya da öğlen saatleri olduğunu bildiği için.

svalbard-ilk-poz

Bu fotoğraf, Longyearbyen’deki ilk fotoğrafım. Saat öğlen 12’ye doğru. Hava sabah 11 ile 13 arası biraz daha aydınlık oluyor ama fotoğraftaki kadar aydınlık hiç değil. Şöyle tarif edeyim, diğer zamanlar çok karanlıksa, o saatlerde sanki dolunay varmış gibi oluyor, gökyüzü siyah iken koyu lacivert gibi oluyor.

SVALBARD’DA NE YAPILIR?

Yarım Günlük Svalbard Turu

Bir rehber eşliğinde geziliyor. Ücreti 295 NOK, yani 100 TL. Minibüsle hem şehir hem de bembeyaz dağlar, bayırlar geziliyor. Asıl amacı aslında hava müsaitse kuzey ışıklarını görmek. Tur iyi sayılır ama fotoğraf çekmeye çok vakit olmuyor. O kısmını sevmedim pek.

Tur kapsamında gidilen yerlerden birisi, bu fotoğrafta gördüğünüz Svalbard Uydu İstasyonu’nun bulunduğu 464 metre yüksekliğindeki Platåberget Dağı. Kuzey Kutbu uzay, güneş ve uygu çalışmaları için dünyadaki en iyi yerlerden birisi.

svalbard-uydu-istasyonu

Svalbard Uydu İstasyonu’nun dev radarları

Bir diğer gittiğimiz yer ise Küresel Tohum Deposu. Buranın özelliği dünyadaki hemen hemen bütün tohumların yer altında depolanması ve doğal ya da nükleer felaketlere karşı korunacak şekilde tasarlanması.

svalbard-kuresel-tohum-deposu

Küresel Tohum Deposu

svalbard-taksici

Bu da rehberimiz Vigo. Noel Baba’yı andırıyor biraz! 🙂 Bu güzel fotoğrafı Buket çekti. Vigo, havaalanında karşımıza çıkan ilk kişiydi. Sonra tesadüfen bu tura da bizi o götürdü. Son gün havaalanına giderken taksi çağırdık, taksi şoförümüz de Vigo çıktı. Norveçli kendisi. Ailesinin dört kuşaktır Svalbard’la bağlantısı varmış. O yüzden çok fazla bilgi sahibi ve masal anlatır gibi anlatıyor bütün bilgileri. Eğer Svalbard’a gidip denk gelirseniz, bizden selam söyleyin. İsmimizi hatırlamasa da fotoğrafımızı gösterin! 😀

Köpek Kızağı (Dog Sledding)

Aşırı pahalı olsa da Svalbard’da yaptığımız en iyi şeylerden birisiydi. Tabii belirtmek lazım, başında biraz hayal kırıklığına uğradık ama sonrasında çok keyif aldık. Hemen anlatıyorum. Tam 1290 NOK, yani yaklaşık 430 TL ödeyip köpekle kızak turu satın aldık. Gitmeden önce aklımızda tabii turla ilgili şöyle bir şey vardı: Köpekler bizi kızaklarla çekecek, biz de arkada oturup keyif yapacağız, şarabımızı yudumlayıp manzarayı izleyeceğiz, arada mola verip fotoğraf çekeceğiz. Hatta vicdan bile yaptık köpekler bizi çekecek diye.

Meğer durum hiç de öyle değilmiş. Özel kıyafetlerimizi giyip haskilerin olduğu çiftliğe gittiğimizde dediler ki köpeklerle bir an önce arkadaş olsanız iyi olur. Bilen bilir, ben köpeklerle pek haşır neşir olamam. Onun şokunu atlatamadan köpekleri kızaklara bizim bağlamamız gerektiğini söylediler. Ama daha bitmedi, meğer kızakları da biz kendimiz kullanıyormuşuz. Bir şey olursa da başımızın çaresine kendimiz bakacakmışız.

svalbard-kopek-kizagi-kulubeler

Köpek çiftliği insanı ilk görüşte ürpertiyor bir. Bu arada dikkat edin, hava soğuk olduğundan kulübeler yerden yüksekte.

Svalbard’daki köpek kızağı maceramızı da anlattığımız videomuz… İzledikten sonra Youtube kanalımıza abone olmayı unutmayın! 🙂

Bir ara vazgeçsek mi dedik ama tabii o kadar parayı yakmaya da kıyamadık. Gönülsüz olsam da rehberimiz Thomas biraz katı davranınca, üzerimdeki kalın kıyafetlere de güvenerek el mahkum giriştim çalışmaya. Çok da iyi yapmışım. Köpekleri kulübelerinden aldık. Önce biraz oynadık, sonra kızaklarına bağladık. Sonra kızakları da biz kullandık. Kuzey Kutbu’nun ıssız ama büyüleyici manzarasında gezinmek mükemmel oldu. Döndüğümüzde köpeklerle çoktan kanka olmuştuk bile. Hatta sarmaş dolaş pozlar bile verdik. Sonra çözüp hepsini sırayla kulübelerine bıraktık. Sonra da teşekkür etmek için yemeklerini verdik. Kızakla gezmekten çok bu kısımları daha keyifliydi benim için.

svalbard-kopek-kizagi

Kızaklar böyle iki kişilik. Bir kişi oturuyor, bir kişi kullanıyor dönüşümlü olarak. Çok keyifli oluyor.

svalbard-sibirya-haskileri

Şunların güzelliğine bakın.

Fotoğraf Turu

Bu tur ücretsiz, bizim kendi üretimimiz! 😀 Buket’le aldık tripodlarımızı, geceleri fotoğraf turuna çıktık. Gece derken de, yani saat olarak da gece, herkesin evlerinde olduğu saatler. Svalbard’ın sessizliğini hissetmek için de en iyi zaman. Saatlerce üşenmeden ve üşümeyi göze alarak fotoğraf çektik.

svalbard-longyearbyen-manzara

Şehri böyle uzaktan görmek için uzun bir yürüyüş Svalbard Kilisesi taraflarına gitmek gerekiyor.

svalbard-kilisesi-manzara

Uzaktan Svalbard Kilisesi

svalbard-kilisesi

Bu da yakından 🙂 O kadar saat dışarıda kalmamızın üzerine bir ara bir de fırtına çıktı, biz de Svalbard Kilisesi’ne sığındık ısınmak için. Kiliseye girişte ayakkabılar çıkarılıyor, montlar bırakılıyor, orada bulunan terlikler giyiliyor.

svalbard-kilisesi-ahsap-dekor

Kilise, kiliseden çok kafe gibi, masa sandalyeler ve ücretsiz kahve ikramı var. Sanırım bizim gibi donanlar geliyor hep. 😀 Dekoru da ahşap. Normalde, hepsi birbirine benzediği için seyahatlerde kilise gezmeyi sevmem pek ama burası güzel ve çok huzurluydu. Piyano eşliğinde şarkı söyleyenler de vardı.

svalbard-longyearbyen-renkli-evler-4

Fotoğraf turlarımızda en çok bu evleri çektik.

svalbard-fotograf-turu

Buket tüm ciddiyeti ve profesyonelliğiyle fotoğraf çekerken… 😀 Tabii gece ıssız sokaklarda yürürken, bir ara kutup ayıları şehre inerse bizi bu saatte kim kurtarır diye korkmadık da değil, zira geçen sene bir tane inmiş öyle, zor zapt etmişler.

Diğer Aktiviteler

Bunların dışında kömür madenlerine, buz mağaralarına, Barentzburg’a turlar düzenleniyor. Bir de Svalbard’ın en kuzeyine buzkıran gemisiyle tur…

SVALBARD’DA KUTUP AYILARI

Svalbard’a giderken kutup ayısı da görmeyi çok istiyordum. Kış uykusuna yatıyorlar mı merak ediyordum. Kış uykusuna yatmıyorlarmış ama hamile ya da emziren anneler, mağaralarından dışarıya çıkmıyormuş. Zaten kış aylarında rastlamak da pek iyi olmaz dediler. Zira aç oldukları için insanlara da saldırabiliyorlarmış çok nadir de olsa.

svalbard-kutup-ayisi-ve-ben

Kutup ayısı görmeden dönmedim en azından, her ne kadar maket olsa da 🙂

Malum Svalbard’da insandan çok kutup ayısı yaşıyor. Şehir dışına çıkar çıkmaz da karşınıza kutup ayısı çıkabileceğiyle ilgili uyarı tabelaları çıkıyor. Yani kutup ayıları her yerde olabilir. Zira kutup ayıları çok sevimli bir görüntüye sahip olsa da aslında karada yaşayan etoburların en büyüğü. Boyları 2.6 metreye, kiloları 900 kg’a kadar çıkabiliyor. Şehir merkezinin, yani Longyearbyen’in dışına silah olmadan çıkmak yasak. Ama tabii kutup ayılarını vurmak için değil, kendinizi korumak için sadece. Svalbard’da kutup ayısı öldürmek, insan öldürmekle eşdeğer suça sahip. Savunma amaçlı yapılsa dahi derin bir soruşturma yürütülüyor böyle durumlarda.

svalbard-kutup-ayisi-tabela

Svalbard’da her yerde bu tabelada gördüğünüz uyarılar var.

svalbard-kutup-ayisi-cerberus001

Svalbard’da doğal ortamında bir kutup ayısı. Fotoğraf Svalbard’da yaşayan Frede Lamo’ya ait. Svalbard’ın doğal yaşamından kareler için Instagram’da @cerberus001 hesabından takip edebilirsiniz kendisini.

SVALBARD’DA KUZEY IŞIKLARI

Svalbard’a giderken en çok istediğim şeylerden biri de kuzey ışıklarını görmekti. Gecen sene İzlanda’da sadece bulutların arasından 2-3 dakika görmek bile çok etkileyici gelmişti bana. Svalbard, kuzey ışıklarının en görünür olduğu yerlerden birisi ama biz Svalbard’dayken hava hep kapalıydı, göremedik maalesef 🙁

Kuzey ışıkları için güneşin manyetik durumuna göre tahminler yapılıyor tıpkı hava durumu gibi. Eğer takip etmek isterseniz bu linke tıklayın: site.uit.no/spaceweather/data-and-predicts/aurora/svalbard

svalbard-kuzey-isiklari-cerberus001

Frede Lamo’dan bir fotoğraf daha. Kuzey ışıklarının bu mükemmel fotoğraflarını, biz Svalbard’a gitmeden 1-2 hafta önce çekmiş.

SVALBARD’A NASIL GİDİLİR?

Svalbard’a yalnızca Oslo aktarmalı gidilebiliyor Tükiye’den. Normalde biletler 3.000 TL’yi aşabiliyor ama taktiğini bilirseniz çok daha ucuza uçabilirsiniz. Yani direk bağlantılı uçuş değil de ayrı ayrı iki uçuş almanız gerekiyor. Zira biz öyle yaptık. Ben İzmir’den İstanbul aktarmalı uçak Oslo uçak biletini 2-3 ay öncesinde Pegasus Havayolları’ndan 350 TL’ye aldım. THY’nin de bazen bu fiyatlara uçuşları olabiliyor. Oslo’dan Svalbard’a ise iki havayolu uçuyor: Scandinavian Airlines ve Air Norwegian. Ekonomik olanı Air Norwegian. Biz Oslo-Longyearbyen uçak biletini yine 2-3 ay önceden yalnızca 170 Euro’ya satın aldık. Yani o günkü kurla İzmir’den Svalbard’a gidiş dönüş yalnızca 850 TL ödemiş oldum.

İstanbul’dan Oslo’ya uçuş 4 saate yakın sürüyor. Oslo’dan Longyearbyen’e uçuş da 3 saat sürüyor. Uçağımız gece 1’e doğru Oslo’ya indiği ve Svalbard’a uçuşumuz 08:45’te olduğu için geceyi Oslo Havalimanı’nda geçirdik. Ekonomik uçabilmek için böyle bekleme süresini de göze almak gerekiyor.

svalbard-ucak-manzara

Oslo’dan Longyearbyen’e uçarken Norveç’in meşhur fiyortlarının üzerinden geçiliyor, insan izlemeye doyamıyor.

Svalbard, Norveç’e bağlı olsa da aslında vizesiz gidilebiliyor. Zaten Svalbard’a girişte pasaport kontrolü de yapılmıyor. Ama Longyearbyen’e uçuşlar yalnızca Norveç üzerinden olduğu için Schengen vizesi almak gerekiyor. Zira pasaport kontrolünden geçip Norveç’e giriş yapmadan, havalimanında gezinemiyorsunuz. Norveç’e giriş yaptıktan sonra da Svalbard uçuşu öncesi tekrar pasaport kontrolünden geçilmesi gerekiyor.

svalbard-havaalani-air-norwegian

Bizi Svalbard’a getiren Air Norwegian uçağı Longyearbyen Havalimanı’nda. Yerler buz!

svalbard-havaalani

Longyearyearbyen Havalimanı bayağı küçük.

Lonyearbyen Havalimanı’ndan şehir merkezine otobüs ve taksiyle gidiliyor. Otobüs ücreti kişi başı 75 NOK, taksi ücreti ise 120 NOK. Tabii ki daha karlı ve pratik olduğu için taksiyi kullandık biz. 5-10 dakika bile sürmüyor ulaşmak.

SVALBARD OTELLERİ

Svalbard tatilimizin en güzel yanlarından birisi, otelimizdi. İsmi Svalbard Hotell & Lodge. O soğuk iklimin içinde ev gibi sıcacık bir otel. Odaların duvarları ahşap kaplı. Pencereleri kocaman. Kendimi inanılmaz ait hissettim otele. Bıraksalar aylarca kalabilirim sanırım. Üstelik kahvaltısı da Türk kahvaltılarını aratmıyor. Konumu da inanılmaz iyi. Şehrin ana caddesinin üzerinde. Eğer Svalbard’da gider ve Savalbard Hotell & Lodge’da konaklarsanız, otelin müdürü Sally’e benden selam söylemeyi unutmayın! 🙂 

svalbard-hotel-lounge

İste Svalbard Hotell & Lodge

svalbard-hotell-odaBu benim kaldığım oda

svalbard-hotell-oda-manzarasi

Odamın manzarası… Svalbard’ın dik dağlarına ve ana caddesine bakıyordu… Özledim valla.

svalbard-hotell-lodge

Bu da Svalbard Hotell & Lodge’ın başka açıdan görüntüsü. Sağ üstten ikinci oda benimkisi.

svalbard-hotell-kahvalti

Otelin kahvaltısı çok iyiydi. Tabii otelimiz Svalbard’daki tüm oteller gibi küçük olduğu için kahvaltı biraz ilerideki Svalbar’da oluyor.

 

INSTAGRAM: @orcundalarslan

 

ŞU YAZILAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

KALBİM İZLANDA’DA KALDI

OSLO

MERİBEL: FRANSIZ ALPLERİ’NİN  YÜKSELEN KAYAK MERKEZİ