MEİS ADASI (KASTELLORİZO)

Kaş’ın hemen karşısında yer alan Yunanistan’ın Meis adasına senelerdir gitmek istiyordum ama bir türlü kısmet olamamıştı. Haziran sonunda Kemer’e gitmişken, İzmir’e dönüşte Kaş’tan geçip yol üstünde Meis’e de uğrayalım dedik.

Gitmeden önce tabii ki ben de herkes gibi seyahat bloglarını okudum. Okuduğum birçok blogda adayı gezmek için bir saat yeterli yazıyordu. Bizim yaptığımız gibi günübirlik gidişlerde 5,5 saat kalınıyor adada. Bırakın bir saati, bana 5,5 saat bile yetmedi. İnsan bu sürede denizin dibindeki mekanlarda keyif mi yapsın, yemek mi yesin, sokak aralarını mı gezsin, fotoğraf mı çeksin, yerli halkla sohbet mi etsin, alışveriş mi yapsın, denize mi girsin, tepelere mi çıksın, ne yapsın? Demek ki gezmek var, gezmek var. Adayı tam anlamıyla hissetmedikten sonra sadece gitmiş, bakmış, gelmişim, neyleyim ben öyle gezmeyi! Bir dahakine konaklamalı gitmek lazım…

meis-adasi

Meis ve ben… 🙂

meis-liman

Meis, daha feribot limana girerken, ilk bakışta büyülüyor insanı…

Tabii ki her yazı gibi bu yazının da bir şarkısı var: En sevdiğim Yunan şarkıcılardan Yorgo Dalaras’ın S’Agapo şarkısı… Dinlemek için burayı tıklayın.

 

INSTAGRAM: @orcundalarslan

 

MEİS İLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER

Mesi’in Yunanca resmi adı Megisti olsa da halk arasında Kastellorizo diye anılıyor ismi. Meis’in Türkiye’ye uzaklığı sadece 1.3 km. En yakın Yunan toprağı olan Rodos’a ise 125 km ama buna rağmen gerçek bir Yunan adası. Ben adaya bayıldım, lego gibi duran kutu kutu, rengarenk evlerine, denizine, huzurlu ve dingin atmosferine…

kastan-meis-manzarasi

Kaş’tan Meis adası… Arka planda görünen ada Meis ve evet, göründüğü kadar yakın!

meis-binalar

İnsanın Meis’i sevmesini sağlayan en büyük etkenlerden birisi, bu masallardan fırlamış gibi duran iki katlı ve ahşap balkonlu evleri…

meis-evler-onden

İnsanın bu evlerden bir tanesini satın alıp yaşayası, akşamüstleri balkonlarında saatlerce oturası geliyor… 🙂

İnsan tüm Yunan adalarında olduğu gibi önce milliyetçi duygularla diyor ki Kaş’a bu kadar yakındaki adayı neden vermişiz. Sonra bir Kaş’taki çirkin apartmanlara, bir de buradaki birbirinden güzel, çok iyi korunmuş evlere bakınca fikrini değiştiriyor, iyi ki vermişiz de çok katlı çirkin binalar dikmemişler diye… Biz daha ismi yolsuzluklara karışmış bir işadamı ve şarkıcı eşinin İstanbul Boğazı’nın orta yerindeki tarihi yalılara hukuka aykırı yaptığı değişiklikleri kontrol edemezken (ya da buna bile bile göz yumarken), Yunan hükümeti, geçtim başkent Atina’yı, bu kadar uzakta yer almasına rağmen Meis’teki yapılara yapılan restorasyonu bile çok sıkı bir şekilde denetliyormuş…

meis-liman-binalar

Eskiden Kaş’taki binalar da Meis’tekiler gibiymiş… İnsan Kaş ve Meis’teki binaları karşılaştırdıkça içi acıyor…

Meis’in nüfusu 1800’lü yılların sonlarında 10 binin üzerindeymiş, şimdi 500’ün bile altına düşmüş. Adadaki nüfusun önemli bir kısmı Avustralya’ya göç etmiş ama hala her yaz tatil için adaya geliyorlarmış. Adanın yaz nüfusu yaz aylarında zaten ikiye, hatta üçe katlanıyormuş. Birçok yerde asılı Avustralya bayraklarının da asıl sebebi bu zaten.

meis-billys-restoran

Meis’te sıkça göreceğiniz Avustralya bayraklarının bir sebebi var.

Deniz kenarında yürürken, kapısı açık olan, dekorasyonuyla dikkatimi çeken bir ev vardı, içeri baktım, bir aile oturuyor. Onlar da Avustralya’dan gelmişler. Bayağı bir sohbet ettik ama nedense isimlerini sormak aklıma bile gelmedi. İnsan bazen saflaşabiliyor böyle! 🙂 İki kardeş ve anneleri gelmişler. Anneleri 87 yaşındaymış ama çok dinç görünüyordu. Annesi Isparta, babası Demre’liymiş ama o Meis’te doğmuş. 9 yaşındayken de Avustralya’ya taşınmışlar. Oğulları da herhalde 60 yaşın üzerindeydi ama onlar da anneleri gibi gayet dinçti, 60’lık fırlama delikanlılar tabiri tam oturur üzerlerine.

meis-aile

Evlerini ziyaret ettiğimiz, Avustralya’da yaşayan Meisli canayakın aile…

Gelelim adanın tarihine. Meis, 1512 yılında Osmanlı toprağı olmuş ve 1915’te Fransızların adayı işgaline kadar kısa aralıklar dışında Osmanlı hakimiyetinde kalmış. 1923’te Lozan Antlaşması’yla tüm Oniki Adalar gibi Meis de İtalyanlar’a verilmiş. İkinci Dünya Savaşı sırasında kısa bir süre İngilizlerin denetimine giren ada, 1947’de Yunanistan’a bağlanmış.

1991 yılında En İyi Yabancı Film Oscar’ını alan Mediterraneo (Akdeniz) filmi de İkinci Dünya Savaşı sırasında, 1940’lı yıllarda Meis’te geçiyor. Gitmeden önce izledim ben de. Hem komik hem de Akdeniz ve Ege ruhunu birebir yansıtan bir film. İnsanın Meis’e gitme hevesini de artırıyor. Filmde Akdeniz’de unutulmuş, stratejik bir önemi olmayan bu adaya, 3-4 aylığına beceriksiz bir İtalyan asker grubu gönderiliyor. Askerlerin gemisi kullanılamaz hale geliyor ve sonrasında oradaki rahat ve keyifli hayata alışıp farkına varmadan 3 sene geçiriyorlar. Filmin müzikleri de kendisinden güzel. Bir de şöyle de düşündürücü bir söz geçiyor: “Yaşam yeterli değil. Bir tek yaşam yeterli değil benim için. Yeteri kadar gün yok. Yapılacak çok fazla şey ve bir sürü düşünce var. Her günbatımı bana hüzün getirir, çünkü bir gün daha geçip gitmiştir…” Size de gitmeden önce izleyin derim…

meis-merdiven

Ben Mediterraneo’yu Meis’e gitmeden önce izledim ama gidip gördükten sonra tekrar izleyesim geldi… 🙂

MEİS’TE GEZİLECEK YERLER

Meis küçücük bir ada olduğu için haliyle gezilecek yerler de çok değil. Zaten bence adada asıl keyif veren adadaki o huzuru, Akdeniz’in ortasındaki Ege atmosferini hissederek dolaşmak. Ama illa gezmek istiyorum derseniz, adadaki Osmanlı zamanından kalma camiden başlayabilirsiniz. 1755 yılında inşa edilen cami, artık etnografya müzesi olarak kullanılıyor. Sonra adanın 14. yüzyılda inşa edilmiş kalesine çıkabilirsiniz. Kiliseleri gezebilirsiniz.

meis-cami

İşte adanın kırmızı kubbeli ve minareli camisi… Artık cami olarak kullanılmasa bile insanın hoşuna gidiyor Meis’te cami görmek 🙂

meis-adasi-manzara-kas

Tam ortada, en tepede yer alan yapı da adanın meşhur kalesi… Arkadaki dağlar da Türkiye.

Limanı boydan boya yürümek Meis’in olmazsa olmazlarından. Sokak araları da mutlaka gezilmeli. Rengarenk çiçekli sokaklar var, bizdeki gibi kedileri de bol. Bir de adaya yukarıdan bakmak için merdivenler yapmışlar. Sokak aralarından önce bir kiliseye çıkılıyor. Kilisenin olduğu meydandan da zaten merdivenlerin olduğu yer görülüyor. Tepeden manzara nefes kesici. Bütün adaya ve arka planda Türkiye’deki dağlara hakim bir manzara. O yüzden üşenmeyin, çıkın derim! 🙂

meis-liman-yolu

İnsan liman boyunca yürürken binaların güzelliğine mi hayran olsun yoksa suyun berraklığına mı şaşırıyor…

meis-liman-yuruyus-yolu

Bir de gördüğü tüm mekanlarda oturası geliyor 🙂

meis-renkli-sokaklar

Sokak araları da rengarenk, şirin binalarla dolu.

meis-sokaklari

Eğer artistik pozlar vermeyi seviyorsanız, Meis sokakları tam size göre 😀

meis-cicekli-sokaklar

Bu sokaklarda yürümediyseniz Meis’e gittim demeyin.

meis-kucuk-meydan

Meis’te böyle küçük meydanlar da var.

meis-manzara

Meis yukarıdan bakınca ayrı güzel görünüyor…

meis-kilise

Siz de Meis’e tepeden bakmak isterseniz, önce bu kiliseyi bulun. İsmini öğrenemedim ama tepedeki merdivenlere giden kilise diye kime sorarsanız gösterirler yerini.

meis-adasi-liman-manzara

Adada inanılmaz güzel bir ışık var. Fotoğraf çekmek için ideal. Zaten Meis senenin 320 günü güneş görüyormuş. Denizin yeşil-mavi rengi binaların pastel renkleriyle de birleşince şahane oluyor.

meis-kutu-evler

Meis’in kurak bir görünümü var. Bunun sebebi ağaç sevmemeleri değil, adanın %80’inin kayalık olması. Zaten dikilebilen her yere ağaç dikmişler.

MEİS’TE DENİZE NEREDE GİRİLİR?

Daha önceden nedense Meis’i ve denize girmeyi hiç bağdaştıramamıştım birbirine. Sanki sadece gidip, sokaklarında biraz gezilip hemen dönülecek bir yer olarak düşünmüştüm hep ama yanılmışım. Adada denize tabii ki giriliyor, caminin yanından ya da küçük bir adacık olan Aya Yorgi Koyu’ndan. Biz Aya Yorgi Koyu’nu tercih ettik. Aya Yorgi Koyu’na deniz taksiyle gidiliyor. Ücreti gidiş dönüş 5 Euro. Merkezde her yerde göreceksiniz bu deniz taksileri. Anlaştığınız saatte sizi tekrar geri alıyorlar. Aya Yorgi’nin kum ya da taş bir plajı yok, merdivenle iniliyor denize ama su tertemiz ve rengi de mükemmel. Küçük şirin bir kilisesi ve bir de tavernası var. İşletmecisi de Türk. Huzurlu, sakin bir plaj. Tek eksiği arka planda çalması gereken Yunan müzikleri. Güneşlenmek, kitap okumak için ideal.

meis-ayayorgi-plaji

Aya Yorgi Adası… Suyun rengini görünce insanın daha tekne yanaşmadan atlayası geliyor.

meis-ayayorgi

Aya Yorgi Koyu’nda su genel olarak dingin ama öğleden sonra saat 2 gibi rüzgar çıkıyor. Eğer rahatsız olursanız rüzgar dinene kadar yukarıdaki küçük tavernada bir şeyler içebilir ya da yemek yiyebilirsiniz.

meis-ayayorgi-sezlonglar

Plajda şezlong ücreti sadece 3 Euro… Yanınıza bir kitap ya da dergi alın, sakinliğin tadını çıkarın.

meis-cami-onu-plaj

Denize Meis’in merkezinde gitmek isterseniz, caminin önündeki mekanların şezlongları var. Aya Yorgi gibi orada da merdivenden iniliyor denize.

Aynı deniz taksilerle Meis’te mutlaka görülmesi gereken yerlerden Mavi Mağara’ya da gidiliyor. Onun için de ekstra bir 10 Euro daha ödemek gerekiyor. Fotoğraflarından gördüğüm kadarıyla, mağaranın içinde denizin rengi, göz alıcı bir mavi renge sahip. Ama bizim gittiğimiz gün deniz suları yükseldiğinden dolayı mağaraya girilemiyormuş, o yüzden biz gidemedik ama siz mutlaka gidin, bizim yerimize de yüzün mağaranın masmavi suyunda.

meis-deniz-taksi

Aya Yorgi’ye ve Mavi Mağara’ya böyle küçük teknelerle gidiliyor. Biz Antonis’in teknesiyle gittik.

MEİS RESTORANLARI

Meis’te sahil boyunca sıra sıra tavernalar var. İnsanın hepsine sırayla oturası geliyor. O yüzden restoran tavsiyesine bile gerek yok. Zira turkuaz denizin dibindeki hangi restorana oturulursa oturulsun ve ne yenilirse yensin, öyle değilse bile lezzetli gelir insana! 🙂

Biz de görüntüsü en hoşumuza giden restoranı seçtik. İsmi Billy’s. Sahibi Kyriakos doğma büyüme Meis’li. İngilizce konuşamıyor ama birkaç kelime Türkçe biliyor. İngilizce mekan isimlerine alerjim var benim, o yüzden bu kadar tipik Yunan görüntüsüne sahip mekanın ismi neden Billy’s diye sordum yanındaki İngilizce bilen bir arkadaşına. Oğlunun adı Vasilakis’miş, Billy deniyormuş kısaca, o yüzdenmiş…

meis-billys-taverna

Bizim yemek yediğimiz Billy’s… Biz Ramazan olduğu için içki içmedik ama bölüşmek üzere ahtapot, patlıcan kızartması ve Yunan salatası aldık. Kişi başı 9 Euro ödedik.

meis-billys

Bu da tavernanın içeriden görüntüsü.

Başka restoran ismi soracak olursanız, birçok kişi To Paragadi’yi önerdi. Bir dahakine gitmeyi düşünüyorum ben de. Eğer gidenleriniz olduysa ya da olursa, aşağıya yorumlarınızı beklerim. İsmini sıkça duyduğum bir diğer restoran da Lazarakis.

meis-kafe

Eğer karnınız aç değilse, herhangi bir mekanda oturup Yunanların yaptığı gibi frappe içebilirsiniz.

MEİS’TE YUNANİSTAN EKONOMİK KRİZİNİN ETKİLERİ

Gittiğimiz hafta biz Meis’e gittiğimizde, tam da Yunanistan’da ekonomik krizin tavan yaptığı dönemdi. Yunanlıların büyük bir onurla Avrupa Birliği’nin baskıcı tutumuna hayır dediği referandumdan birkaç gün öncesi. Ama eğer Meis’e gidecekseniz endişelenmenize hiç gerek yok. Diğer adalarda olduğu gibi, Meis’te de hemen hiç hissedilmiyor ekonomik kriz. Mekanlarda zaten eskiden de kredi kartı çok kullanılmıyordu, şimdi de kullanılmıyor. Bankamatiklerde de para çekme kısıtlaması turistler için yok. Zaten olsa bile, Meis’te birçok mekan Türk Lirası’nı da kabul ediyor.

meis-banka

Adadaki tek bankanın önünde para çekmeye çalışan sadece iki Yunan vardı. Artık bankamatiklerin fotoğrafını çekmek de turistik bir aktivite oldu. 🙂

meis-adasi-manzara

Tamam, Meis’te kriz pek hissedilmiyor ama yine de insanın sırf komşumuza destek olalım diye para harcayası geliyor. 🙂 Vicdanlı olmak zor zanaat…

MEİS’E NASIL GİDİLİR?

Meis’e Kaş’tan feribotla, daha doğrusu İstanbul’daki Beşiktaş-Üsküdar vapurlarının (güzelim vapurlara motor denmesini sevmiyorum hiç) yarısından da küçük bir deniz aracıyla gidiliyor. Bu hatta iki firma hizmet veriyor: Meis Express ve Meis Ferry Lines.

Her ikisinin de günübirlik gidiş-dönüş ücreti 25 Euro, eğer konaklayacaksanız 30 Euro. Feribotlar sabah 10:00’da Kaş’tan kalkıyor, öğleden sonra 16:00’da geri dönüyor. Yol tam yarım saat sürüyor. Bence dönüş saatini en az 18:00 yapmalılar. Biz Meis Express’le gidip geldik. Ofisleri marinanın hemen yanında.

meis-express-feribot

İşte minnacık feribotumuz 🙂

Enteresan ama Meis’e giderken gümrükten filan geçilmiyor. Kalkıştan en az yarım saat önce pasaportlar görevlilere teslim ediliyor. Yurtdışı çıkış harç ücreti de onlara ödeniyor. Feribota binerken pasaportları çıkış damgası basılmış halde geri veriyorlar. Aynı şekilde Meis’e geçince de gümrük işlemlerine gerek kalmıyor. Feribottan inerken pasaportlar görevlilere veriliyor, akşam 16:00’da dönüş esnasında Yunanistan’a giriş çıkış damgaları basılmış halde geri veriyorlar.

Meis’e gitmek için Schengen vizesi gerekiyor. Schengen vizeniz yoksa eğer, kapıda vize alınması gerekiyor. Normalde ben herkese acentalara gereksiz para vermek yerine adalara varışta vizeyi kendilerinin almasını tavsiye ediyorum. Acentalar size öyle alınmıyor diyecektir, inanmayın. Yanınızda başvuru formunuz, iki fotoğrafınız, seyahat sigortanızın çıktısı ve eğer konaklayacaksanız otel rezervasyonunuzun çıktısının olması kafi.

MEİS OTELLERİ

Biz malum günübirlik gittik Meis’e ve konaklamadan döndük. Ama bir dahaki sefere mutlaka en az 1-2 gece kalacağım. Ben kalmadığım için tavsiyeyi de Meis’e çok sık giden, orayı çok seven bir arkadaşımdan aldım. Otelin ismi adada geçen meşhur film ile aynı: Mediterraneo. Adanın en iyi, en havalı otellerinden birisiymiş, otelin sahibi Fransız Marie ve eşi Yorgo da çok tatlı insanlarmış. Hemen önünden denize de girilebiliyormuş. Buraya tıklayarak resimlerini görebilirsiniz, canınız kesin gidip kalmak isteyecek. Aynı linkten rezervasyonunuzu da yaptırabilirsiniz.

meis-mediterraneo-hotel

Genel bir manzara fotoğrafı çekmiştim ama farkına varmadan oteli de çekmişim 🙂 Fotoğrafta en sağda görünen sarı binaymış Mediterraneo. Onun yanındaki mavi bina da Mediterraneo filminde İtalyan askerlerin kullandığı bina.

 

INSTAGRAM: @orcundalarslan

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER YAZILAR:

KOS

RODOS

SAKIZ ADASI

SAMOS (SİSAM ADASI)