ROTHENBURG OB DER TAUBER: Bir Zaman Yolculuğu Deneyimi

YAZI: Gizem Yıldız

Sizin de aklınıza Ortaçağ kasabaları deyince şövalyeler, muhteşem güzellikte taş evler, kaleler gelmiyor mu? Bu kasabalardan birine şöyle bir ışınlanıp gidebilmeyi ister miydiniz? O zaman sizi hemen “zamanı durduran” şehir olarak bilinen Rothenburg ob der Tauber ile tanıştırayım.

Rothenburg

Rothemburg’un ünlü geçiş kapılarından bir tanesi

Almanya’nın Bavyera eyaletinde, Romantik Yol rotasında yer alan Rothenburg sizi ilk görüşte çarpacak. Burada kendinizi, Uyuyan Güzel, Rapunzel ve Kırmızı Başıklı Kız gibi eserlerin Alman yazarları Grimm Kardeşler’in masallarında hissedebilirsiz. Kıyafetlerinizi çıkarıp mağazaların raflarında gördüğünüz zırh ya da kabarık elbiseleri giymek isteyebilir ya da oraya yerleşip bir daha geri dönmemeye karar verebilirsiniz. 🙂

Yazımı okurken size Ortaçağ Almanya’sının ruhunu yansıtan şarkılar da eşlik etsin. Dinlemek için burayı tıklayın! 🙂

Rothenburg

Kasaba’nın renkli sokaklarından bir kare

ROTHERNURG NASIL BİR YER?

Biz bu masal kasabasına Almanya’nın güneyindeki Füssen’den kuzeyindeki Würzburg’a kadar uzanan ve tarihi kasabalar ile şatolardan geçen Romantik Yol rotasını izlerken gittik. Yalnıza 11.000 nüfuslu olan Rothenburg Ob der Tauber bu rotada yer alan kasabaların en etkileyici olanı. Bir kere, prensler ya da dükler tarafından değil doğrudan imparatorlar tarafından yönetilen şehirlere verilen “Özgürlük İmparatorluk Şehri” unvanını Ortaçağ’dan 1803’e kadar taşımış. O zamandan bu zamana çok iyi korunan yapısıyla UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmeye hak kazanmış.

Rothenburg

Şehri keşfederken yorulmayayım diyen üşengeçler için böyle şirin taksiler mevcut. 🙂 Ama siz en iyisi üşenmeyin, yürüyerek gezin!

Tauber Nehri yakınında konumlanan Rothenburg, kocaman surların içine yayılmış bir şehir. Bizim gibi gecenin bir körü şehrin kale içinde kalan kısmını bulmaya çalışırsanız, kendinizi şunu söylerken buluyorsunuz: “Navigasyon bu yoldan bahsediyor olamaz, yanlış gelmiş olmalıyız”. Korkmayın doğru yerdesiniz! 🙂 Şehrin en görkemli kısmı o minik ve hiç bir yere çıkmıyor gibi gözüken kapıdan girdiğiniz anda başlıyor.

Rothenburg

Bir çok Avrupa kasabasında olduğu gibi, Rothenburg’da da en yaygın ulaşım aracı bisiklet.

Artık Walt Disney yapımı Pinokyo’ya ilham kaynağı olmuş, Harry Potter ve Ölüm Yadigarları dahil bir çok filmin çekimine ev sahipliği yapmış, Kutsal Roma İmparatorluğu’nun özgür şehrindesiniz! 🙂 Şehir de doya doya vakit geçirmek istiyorsanız en az bir buçuk gününüzü buraya ayırmanız gerekiyor. Hatta “Ben keyifli keyifli, yemeli içmeli gezmek isterim” diyenlerdenseniz kafadan iki güne çıkarın siz süreyi. 🙂

ROTHENBURG’DA NELER YAPMALI?

1. Surların üzerine çık, Rothenburg’a bir de yukarıdan bak!

Bu upuzun surlar, içinde bir çok geçit ve odacık saklıyor! Sokakları ve çatıları yukarıdan izlemek ile yetinmeyip, sur duvarlarındaki kapıların açıldığı labirente benzeyen alanları keşfedin derim. Ne de olsa Ortaçağ şövalyelerinin sur içini korumak için kullandıkları yerlerdesiniz. Biz karanlıkta birbirimizi kaybedip, gerilim dolu anlar yaşadık… 🙂 Ama ses yalıtımı “inanılmaz” olduğundan birbirinizi bulmakta pek zorlanmıyorsunuz. 🙂

Rothenburg

Surların üzerinden evlerin kırmızı kiremitleri böyle görünüyor.

Rothenburg

Surlar eskiden şehri boylu boyunca dönüyormuş. Bugünlerde ise surların ayakta kalan kısmını bu dar ama bol süprizli yolu izleyerek gezebiliyorsunuz.

2. İşkence Müzesini (Kriminal Museum) ziyaret et!

İşkence müzesini gezmeye karar vermeden önce birkaç kere düşünün derim! Keza girdikten sonra Ortaçağ’ın karanlık tarafı ile yüzleşeceksiniz. Müze çıkışı şehre olan algınızın bambaşka bir boyut kazanması kaçınılmaz. İşkence odaları, aletleri ve kıyafetlerinin yanı sıra, o zamanın gündelik hayatını üç boyutlu görebileceğiniz canlandırmalar vitrinlerin içerisinde sizi bekliyor olacak! İnsanlık tarihinin bu yüzü gerçekten korkutucu.

Rothenburg

İşkence müzesi’nin giriş kapısı

Rothenburg

Müze’nin içerisinde yer alan Ortaçağ işkence aletlerinden orjinal bir örnek: Çivili sandalye

NOT: Çok rahatsız edici olan fotoğrafları özellikle eklemedim. 🙁 İsteyenler bu linki kullanarak daha çok bilgiye ulaşabilir.

3. Noel Müzesi’ne ve Kathewohlfart Noel Dükkanı’na git!

Biz Noel Müzesi’ni ve Kathewohlfart Noel Dükkanı’nı yeni yıl gelmeden çok kısa bir önce ziyaret ettik. Hal böyle olunca hepimizi sardı bir heyecan. Yılın en sevdiği zamanı yeni yıl öncesi olan ben, mağazada kendimi kaybettim haliyle! 🙂 Mağaza çıkışında müze biletlerinizi alarak Noel Müzesi’ne giriş yapabiliyorsunuz. Müzede ise yeni yıl kutlamaları ve Noel’in tarihi ile ilgili birçok ilgi çekici tarihi belge ve eşya sizleri bekliyor!

Rothenburg

Noel Müzesi’nin giriş kapısında bu küçük kırmızı kamyonet yıl boyu ziyaretçileri karşılıyor.

Rothenburg

Müzenin alt katında yer alan Kathewohlfart Avrupa’nın en büyük ve tüm yıl açık olan Noel dükkanı!

4. Hediyelik eşya satan mağazalara gir!

Normalde Avrupa şehirlerinde hediyelik eşya mağazalarına girmeyi çok sevmiyorum. Turistik mağazaların yerine, yerlilerin yaşadığı yerlerdeki mağazalardan aldığım ürünleri daha orijinal buluyorum. Ama Rothenburg mağazaları öyle böyle değil. 🙂 Geleneksel Alman kıyafetleri, zırhlar, kılıçlar, deri şapka, kemer ve çantalar (ki ben bunlara bayıldım) ve Ortaçağ temalı birçok hediyelik ürünü buralarda bulabilirsiniz.

Rothenburg

Rothenburg kasabasına yayılmış hediyelik eşya mağazalarında satılanları görünce bayılacaksınız.

Rothenburg

Şövalyelerin zırhlarının 27 – 30 kg’a kadar ulaşabildikleri biliniyor. Bunlar üzerlerindeyken nasıl savaşıyorlardı acaba? Bu arada fotoğrafta gördükleriniz satılık! Alıp götürmeye çalışan yoktur herhalde???

Rothenburg

Şu vitrinin çekiciliğine bir bakar mısınız? Çocuğunuz yoksa ya da çevrenizde çocuğu olan birisi yoksa kendinize oyuncak alırken bulabilirsiniz kendinizi. :))

5. Gece Bekçisi ile kasabayı bir de karanlıkken gez!

Saat tam 20:00 da kasaba meydanında Gece Bekçisi’nin yanına gitmeniz gerekiyor. Biz erken oturduğumuz akşam yemeğimizde kendi aramızdaki muhabbetin heyecanından (!!??) saati kaçırıp meydana on beş dakika geç gitmek durumunda kaldık. Sonuç: Gece Bekçisi’ni bulamadık. Bir saat boyunca her sokakta arayan, hatta ona seslenen biz (??!) onu bulmayı başaramadık ne yazık ki. 🙂 Siz bizim gibi yapmayın. Tam zamanında onu bulun ve onunla bu şehri bir de karanlıkken keşfedin!

Kendisiyle buluşmayı başaramadığımız için bu başlığa fotoğraf ekleyemiyorum ama sizin için videosunu buldum! 🙂

6. Buraları mutlaka gör!

Eğer yeterli zamanınız varsa Markplatz Meydanı, Rathaus Belediye Binası, St. Jasop kilisesi, Oyuncak Müzesi ve Tauber Nehri Köprüsü’nü mutlaka görün.

ROTHEMBURG’DA YEME İÇME

1. Bu konuda birincilik Schneeballen tatlısına gidiyor!

Schneeballen tatlısı eskiden sadece özel günlerde yapılıyormuş. Şimdi Rothenburg’un en ünlü tatlısı olarak duyuyoruz adını. Bende olduğu gibi tatlı deyince akan sular sizde de duruyorsa burası cennet. 🙂 Dükkanlarda bu top top tatlıların yapılışını izleyebiliyorsunuz. En güzel tarafı da paket yaptırıp yanınızda götürebilmeniz, çünkü bozulmuyor! Bu arada bu tatlının kokusu bütün şehrin sokaklarından alınabilecek cinsten!

Rothenburg

Schneeballen 

2. İtalyan Mutfağı aşıkları buraya: Michelangelo!

Michelangelo, Rothemburg’da surların içerisinde yer alan bir İtalyan restoranı. Kale içerisinde her yer birbirine çok yakın olduğu için kime sorsanız gösterir. :)) Hayatımda yediğim en güzel deniz mahsullü makarnayı burada yedim! Yemek üzeri tiramusu da denenmesi gerekenlerden. Korkmayın o kadar yürümeye bu yediklerinizi yakıyorsunuz. 🙂 Tercih edenler için geniş bir şarap menüleri de mevcut. Bir de Rothemburg’da yemek deyince şunu bilmekte fayda var: Bir çok restoran günün belirli saatleri içerisinde mutfaklarını kapalı tutuyor. Michelangelo, gündüz saat 11:00’den, gece saat 22:00’ye kadar yemek servisine devam ediyor ki Rothenburg için oldukça uzun. Hal böyle olunca sizi bir de buradan tavlıyor!

 

3. Kahvaltı için Brot & Zeit

Rothenburg’da kahvaltı seçenekleri ne yazık ki oldukça kısıtlı! Eğer otelinizde kahvaltı etmiyorsanız size önerim Brot & Zeit Fırını. Evet burası bir fırın ama bildiğiniz fırınlardan değil! İçerisinde, rahat rahat yayılabileceğiniz koltuklar ve masalar var. Kocaman vitrininde gözünüzü döndürecek derecede hamur işleri ve tatlılar mevcut. Hal böyle olunca yemeyi abartıyorsunuz. Ama ne demişler: Tatilde kalori hesabı yapılmaz! 🙂 Benim böyle yerlerde favori ikilim her zaman kruvasan ve kahve. Türk kahvaltısı gibi olmuyor tabii ki ama yine de keyifli. Gidenler benim için de yiyebilir mi? 🙂

Rothenburg

Brot & Zeit Fırını

4. Akşam yemeği öncesi Diller Schneeballentraume Cafe!

Burası iç dizaynına hayran kalacağınız türden bir kafe. Özellikle çocuklu aileler için uğramadan geçilmemesi bir durak kendisi. İçerisinde çocuklar için özel olarak yapılmış bir bölüm yer alıyor. Şöyle biz yemeğimizi yerken, çocuk da kendi kendine oyalansın diyenler için biçilmiş kaftan. 🙂 Mekanın sahibi ise bir Türk! Bizim Türk olduğumuzu öğrenince çok mutlu oldular. Kahvemiz de ikramları olmuş oldu. 🙂

Rothenburg

Bu şirin kafenin dışarıdan görütüsü de böyle.

ROTHENBURG’A NE ZAMAN GİTMELİ?

– Rothemburg Ağustos ayında muhteşem bir şarap festivaline ev sahipliği yapıyor.
– Eylül ayında düzenlenen ve Almanya’nın en sevilen festivallerinden biri olan ”Imperial City Festival” kesinlikle görülmeye değer.
– Ekim ayındaki ”Der Meistertrunk Festival” Ortaçağ ruhunu oldukça iyi yansıtıyor.
– Yine Ekim ayında gerçekleştirilen ”Oktoberfest’’ bira severler için ideal.- Kasım ve Aralık aylarında ışıl ışıl Noel döneminin keyfi en güzel burada çıkıyor.

ROTHENBURG’DA NEREDE KONAKLAMALI?

Rothenburg’da konaklama seçenekleri geniş sayılabilir. Surların iç bölgesinde kalınabilecek bir kaç farklı otel ve apart yer alıyor. Ben bizim konakladığımız otel olan Gastehaus Liebler’i şiddetle öneriyorum! 🙂 Bakmayın siz otel diye geçtiğine. Şirin mi şirin evler bunlar. Yeni yıl öncesi konakladığımız için bütün evi yılbaşı ruhunu yansıtacak şekilde süslemişlerdi! Muhteşem misavirperverlikleri için bir de buradan teşekkür ediyorum kendilerine. 🙂

Rothenburg

Gastehaus Liebler

 

INSTAGRAM: @yildzzgizem

 

BU YAZILAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

ROMANTİK YOL: Almanya’nın Masalsı Rotası

BERLİN: Almanya’nın Hareketli Başkenti

EDİNBURG: İnsana Kasvetli Havayı Bile Sevdiren Şehir