SAKIZ ADASI REHBERİ

Sakız Adası’nı çok seviyorum. Hatta İzmir’den sonra ikinci memleketim bile diyebilirim. Çeşme’ye çok yakın olduğu için de senede 3-4 defa gidiyorum. Çok sevdiğim Yunan arkadaşlarım var. Artık esnafla da isim olarak olmasa da sima olarak tanışıyoruz, mutlaka geçerken selamlaşıyoruz. Sakız Adası’nı bu kadar çok seviyor olmamın sebebi, diğer turistik Yunan adaları ya da Türk sahil kasabalarının aksine, doğallığını, kültürünü, mimarisini korumuş olması.

sakiz_adasi

Sakız Adası ve ben 🙂

Sakız Adası’yla ilgili genel bilgiler verdiğim, düşüncelerimi anlattığım yazımı burayı tıklayarak 0kuyabilirsiniz. Bu yazının konusu ise, Sakız Adası’nın plajları, en iyi restoranları, mekanları, otelleri ve görmeden dönülmemesi gereken köyleri. Zira ben ilk olarak 2009’da gittiğimde Türk turistler neredeyse hiç gitmiyordu. Ama kapıda vize uygulamasının başlamasıyla, özelikle son 2 yılda turist sayısında çok fazla artış oldu ve bana gerek kendi çevremden, gerek okurlardan bu konuda çok soru gelmeye başladı. Ben de bu yüzden, geçtiğimiz yaz sonunda, bir arkadaşımla Sakız Adası’nı baştan sonra gezip, bol bol fotoğraf çektim ve güzel bir rehber hazırladım. Yaz gelmeden de bir an önce yayınlamak istedim.

sakiz_adasi_kasaba

Çeşme’den kalkan feribot Sakız Adası’na yanaşırken ilk olarak bu görüntüyü göreceksiniz 🙂

sakiz_adasi_ev

Adanın merkezinde dolaşırken bunun gibi, tipik Yunan mimarisine sahip, kutu gibi, birbirinden güzel evler çıkacak karşınıza.

Her yazı gibi bu yazının da bir şarkısı var tabii ki. 1965 yapımı bir Amerikan filmi olan ve başrolünde Anthony Quinn’in oynadığı, Girit adasında geçen Zorba filmini duymuşsunuzdur. Filmin, aynı ismi taşıyan tema müziği de oldukça ünlü. İşte bu müziğin bestecisi Mikis Theodorakis, Sakız Adası doğumlu. Annesi de Çeşmeli. Yazıyı okurken, bir yandan da Zorba’yı dinlemek için burayı tıklayın.

 

INSTAGRAM: @orcundalarslan

 

SAKIZ ADASI’NIN EN İYİ PLAJLARI

Sakız Adası’yla ilgili bana en çok gelen soru, plajlarla ilgili oluyor. Adada çok güzel ama pek bilinmeyen plajlar var. Ben de Yunan arkadaşlarım sayesinde keşfettim buraları. Öncelikle şunu da belirtmem lazım, Sakız Adası’nda kumlu plaj yok denecek kadar az. Biz Türkler kumlu plajları severken, Sakızlılar aksine kumlu plajlardan hiç hoşlanmıyorlar. Bir de bizdeki gibi beach club kültürü pek yaygın değil. Genelde şezlong kiralanıyor. Plaj üzerindeki mekanlardan yiyecek, içecek siparişi veriliyor. Aşağıda bölge bölge, en sevdiğim plajları, Yunancasıyla “paralia”ları görebilirsiniz.

GÜNEYDEKİ PLAJLAR

Ayia Dinami Plajı – Sakız Adası’nda kesinlikle en sevdiğim plaj. Olimpi köyünün yakınlarında, tam bir saklı cennet. Organize bir plaj değil. Havlunuzu serip oturuyorsunuz. Çevresinde herhangi bir mekan ya da büfe de yok. Küçük taşları olan kumlu, küçük bir plaj. Ama suyunun açık mavi rengi efsane. İnsan önce bakmaya doyamıyor. Suya bir kere girince de kesinlikle çıkmak istemiyor.

sakiz_adasi_agia_dinami

Ayia Dinami’nın ilk bakışta insanı büyüleyen görüntüsü

sakiz_adasi_agia_dinami_plaji

Suyun rengi tamamen gerçek, hiçbir filtre, oynama yok.

Mavra Volia Plajı – Buranın en önemli özelliği, volkanik siyah taşları. Bütün plaj siyah taşlardan oluşuyor. Denizin içinde de var bu siyah taşlardan. Bu yüzden siyah gibi görünüyor denizin rengi ama tertemiz. Öğleden sonraları, güneşin batmasına yakın daha güzel oluyor.

sakiz_adasi_mavra_volia

Mavra Volia, sudan uzun süre çıkmadığım plajlardan birisi.

Vrulidia Plajı – Burası da taşlı kumu olan, küçük bir plaj. Yukarıdan bakınca manzarası şahane. Plaja inmek için, arabayı park edip elliden fazla basamağı inmek gerekiyor. O yüzden yiyecek içecekleri yukarıdaki kafeteryadan, inmeden önce almakta fayda var.

sakiz_adasi_vrulidia_plaji

Vrulidia Plajı

sakiz_adasi_vroulidia_plaji

Vrulidia’da, plajla şezlong bulunmuyor.

Apothika Plajı – Mesta köyüne yakın, virajlı yollardan gidilen, taşlı bir plaj. Arabayı yukarıda bırakıp, merdivenlerden inmek gerekiyor. Yukarıdaki küçük barında oturup bira içmek, sohbet etmek çok keyifli. Denizi güzel. Ama Apothika’nın en önemli özelliği, Sakız Adası’nda scuba diving ve diğer su sporlarının yapılabildiği nadir plajlardan olması. Benim de gidip geldikçe tanıştığım arkadaşım Ector Yiourgis’in bir dalış okulu bulunuyor plajda. Yeni başlayanlar için, ekipman dahil ücret 50 Euro. İsterseniz kanoya da binebilirsiniz. Ben dalış konusunda çok cesaretli olmadığım için genelde kanoyla gezinmeyi tercih ediyorum. 🙂 Dalışla ilgileniyorsanız Ector’a hector_giourgis@hotmail.co.uk mail adresinden ulaşabilirsiniz. Benden selam söylemeyi de unutmayın.

sakiz_adasi_apothika_plaji

Aphotika Plajı

sakiz_adasi_apothika_dalis

Plajın yukarısındaki barda, manzaraya nazır Ector’la sohbet ederken…

DOĞUDAKİ PLAJLAR

Glari Plajı – Sakız Adası’nda Ayia Dinami’den sonra en sevdiğim plaj. Keyif yapmak için birebir. Denizin rengi, temizliği efsane. Plajı küçük çakıl taşlı kumdan oluşuyor. Bizdeki beach clublara en yakın plaj diyebiliriz. Çeşme’ye nazır manzarası var. Türk hatları da çekiyor. Anında fotoğraf çekip Instagram’da, Facebook’ta paylaşabilirsiniz. 🙂 Glari, ada merkezinin kuzeyinde. Plajı gösteren belirgin bir tabela yok ama arabayla giderken virajlı bir noktada çok sayıda arabanın yol kenarına park ettiğini göreceksiniz, işte orası!

sakiz_adasi_glari_beach

Glari’nin yukarıdan, yoldan görüntüsü

sakiz_adasi_glari_plaji

Glari Plajı

Mersinidi Plajı – Sakız Adası’nın merkezinden, kuzeye giderken, Glari’ye gelmeden hemen önce, küçük, sakin, çakıl taşlı bir plaj. Organize bir plaj değil ama kafa dinleyip denize girmek için ideal.

sakiz_adasi_mersinidi_plaji

Mersinidi Plajı ve arka planda Karaburun’un dağları

sakiz_adasi_mersinidi_paralia

Mersinidi, ailelerin de tercih ettiği bir plaj

Ayia Fotini Plajı – Sakız Adası’nda, merkezin güneyinde, taşlı, büyük bir plaj. Gençler arasında çok popüler. Hafta içleri bile öğlen siesta aralarında, ya da öğleden sonra iş çıkışlarında buraya geliyorlar. Şezlong ücretleri 2-3 Euro civarı sadece. Çevredeki mekanlardan bira, yemek almak mümkün. Denizi, adanın büyük çoğunluğunda olduğu gibi pırıl pırıl ama biraz soğuk.

sakiz_adasi_agia_fotia_plaji

Ayia Fotini, Sakız Adası’ndaki en popüler plajlardan birisi

sakiz_adasi_agia_fotia_bakkal

Plaj çevresinde, tavernaların yanı sıra sevimli, küçük bakkallar da var.

Karfas Plajı – Burası benim Sakız Adası’ndan en sevmediğim plaj. Yazma sebebim ise, merkeze yakın olmasından mı yoksa kum olmasından mı bilmem, adaya gelen Türklerin en çok geldiği plaj olması. Herkes sadece buraya gittiği için, başka geleceklere de burayı tavsiye ediyorlar maalesef. Gitmenizi tavsiye etmem ama yine de bilin böyle bir plaj olduğunu.

sakiz_adasi_karfas

Karfas Plajı

BATIDAKİ PLAJLAR

Lithi Plajı – Burası da Sakız Adası’ndan en sevdiğim üçüncü plaj. Tam da bizim Türk turislerin sevdiği gibi kumlu, büyük bir plaj. Sıra sıra şezlonglar, plaja paralel tavernalar var. Denizi kristal gibi. Kesinlikle gidin, hatta bizim yaptığımız gibi, oradaki otellerde kalın derim.

sakiz_adasi_lithi_plaji_sabah

Lithi Plajı özellikle sabahları o kadar güzel oluyor ki, orda kaldığımız süre boyunca, her sabah saat 7’de kalkıp kimseler yokken denize girdik. O kadar huzurlu ve keyifliydi ki anlatamam.

sakiz_adasi_lithi_deniz

Lithi’de deniz… Yorumsuz… Gidip gitmeme kararı size ait artık… 🙂

Elinda Plajı – Çakıl taşlı bir plaj. Biz sadece uğradık, denize girmedik. Organize bir plaj olsaymış, fena olmazmış.

sakiz_adasi_elinda_plaji

Elinda Plajı

Didima Plajı – Bu da yukarıdan baktığımız, vaktimiz olmadığı için inemediğimiz bir plaj. Didima ikiz anlamına geliyormuş Yunancada. Yukarıdan çok güzel görünüyordu ama aşağıdan nasıldır bilemem.

sakiz_adasi_didima_plaji

Didima Plajı

Potami Plajı – Didima’nın hemen yakınlarında, yukarıdan gayet çekici görünen ve organize olmayan bir başka plaj. Biz plaja inmedik vaktimiz olmadığı için, siz giderseniz yorumlarınızı beklerim.

sakiz_adasi_potami_plaji

Potami Plajı

KUZEYDEKİ PLAJLAR

Yiosonas Plajı – Sakız Adası’nın en kuzeyinde, beach club tarzı, çakıl taşlı bir plaj. Denizi çok güzel, temiz ama kuzeyde olmasından dolayı biraz rüzgarlı ve dalgalı.

sakiz_adasi_yiosonas_plajiYiosonas’ta yazın hafta sonları plaj partileri düzenleniyormuş.

sakiz_adasi_yiosonas_paralia

Yiosonas Plajı

Nağos Plajı – Kuzeyde, taşlı, tertemiz bir plaj. Plajda küçük tavernalar da var. Sakin bir şekilde denizin tadını çıkarmak isteyenler için birebir.

sakiz_adasi_nagos_plaji

Nağos’ta şezlong olmadığı için havlu ya da serip uzanmak gerekiyor.

sakiz_adasi_nagos_plaji_deniz

Bu fotoğrafa bakınca canınız Nağos’a gidip denize girmek istemedi mi?

SAKIZ ADASI’NIN EN İYİ RESTORANLARI

Yunanistan’ın genelinde olduğu gibi Sakız Adası’nda da yemekler, özellikle de deniz ürünleri oldukça lezzetli, mezeler nefis. Ben her gittiğimde mutlaka ızgara ahtapot yiyorum. Karides ve kalamar diğer seçenekler ama kalamar bizdeki gibi halka halka değil, bütün haliyle servis ediliyor. Yunan salatası zaten her sofranın olmazsa olmazı. Ben bir de patlıcan ve kabak kızartmalarının hastasıyım. Sakız Adası’na özgü mastello peyniri de mutlaka denenmeli. Hellim gibi kızartılmış şekilde yeniyor. Domates, biber ve peynirden yapılan bir meze olan buyurdi de mutlaka denenmeli kanımca. Bütün bu yemeklerin yanında olmazsa olmazımız ise, Yunanistan’ın milli içkisi uzo. Bizim rakının hemen hemen aynısı. Tabii Sakız Adası’nın da kendi üretimi uzoları var. Apalarina, Kazanisto ve Ούζο Χίου. Benim en çok tercih ettiğim Kazanisto, size de onu tavsiye ederim.

sakiz_adasi_uzo

Bu fotoğraf, bir süpermarketten. Uzoların altına markalarını yazdım tanıyabilmeniz için! 🙂

Hızlıca bir şeyler atıştırmak için en iyi yiyecek ise kesinlikle Yunan dürümü gyros. Tavuklu olanları bir harika oluyor. Tavuk döner diye düşünmeyin ama, tavuk şişin dürüm hali gibi, sosları, salatası da lezzetli oluyor. Yanında da bira çok iyi gidiyor. Sakız Adası’nda Mythos, Alfa gibi meşhur Yunan biralarının yanı sıra adaya özgü taze bir bira olan Fresh Chios Beer’ı (Fréskia Mpýra Chíou) da deneyin mutlaka.

sakiz_adasi_gyros_bira

Gyros ve yanında Yunan birası Alfa…

Peki bu saydığım yemekleri nerede tadabilirsiniz? Sakız Adası’nda çok sayıda restoran var, özellikle Türk turistlerin gelmesinden sonra sayılarında artış, kalitelerinde de düşüş meydana geldi. Ama hala iyi, çok iyi restoranlar var. Birçok restoranda da artık menülerin Türkçe versiyonu da var. Ben Yunan arkadaşlarımla gittiğim restoranlardan en sevdiklerimi paylaşacağım sizinle. Bu arada belirtmekte de fayda var, Türk turistlere rağmen, restoranların hemen hemen hiçbirinde kredi kartı geçmiyor.

To Çikudo – Sakız Adası’nın merkezinde herkesin ilk yönlendiği yer kordonboyu, yani Egeyu Caddesi oluyor. Tabii en turistik olanları da burada. Bence kordonda gitmeye en değer taverna, To Çikudo. Dekoru da çok güzel. Yunanların da gitmeyi tercih ettiği bir restoran.

sakiz_adasi_restoran_to_cikudo_yunan_salatasi

To Çikudo’da Yunan salatası

Paragka – Taverna deyince aklımıza hemen müzikli mekanlar geliyor ama Yunanistan’da aslında uzo, meze ve deniz ürünleri servisi yapılan lokantalara taverna deniyor. Ama kordonda, küçük bir kapıdan girilen, ikinci kat yer alan Paraga, bizim hayal ettiğimiz tavernalar gibi. Cuma ve Cumartesi geceleri, canlı müzik var. Türkler ve Yunanlar birlikte dans ediyor. Ama tabii gençler pek takılmıyor böyle canlı müzik olan mekanlara. Bizdeki türkü barlarla eş görüyorlar. Paragka’nın eğlencesi güzel ama yemekler fiks menü alırsanız iyi değil. O yüzden menüden sipariş etmenizi tavsiye ederim.

sakiz_adasi_restoran_paragka

Paragka

Rakoumel – Merkezde, iç taraftaki sokaklardan birinde yer alıyor. Gençlerin gece dışarı çıkmadan önce gidip takıldıkları, mezelerden atışıtırp uzo içtikleri bir taverna. En sevdiğim yerlerden birisi.

Roussiko – Kambos’ta şık bir restoran. Sakız Adası’nın en iyi restoranı da diyebiliriz.

sakiz_adasi_restoran_roussiko

Roussiko

To Apomero – Şehir merkezinin biraz dışında, tepelerde bir yerde. Yanınızda bir Yunan arkadaşınız yoksa bulması biraz zor ama gitmeye değer. Sadece yemekleri için değil, Çeşme’ye nazır güzel manzarası için bile gidilir.

Milarakia (Tris Mili) – Burası da benim çok keyif aldığım bir başka restoran. Şehir merkezinin biraz kuzeyinde, tarihi üç yel değirmeninin hemen yanında. Rakı-balık, daha doğrusu uzo-balık eşliğinde, ışıklandırılmış değirmenlere nazır sohbet etmek için ideal bir mekan. Tek eksiği müzik olmaması, o yüzden telefonunuza Yunan müziklerini yükleyin, kendiniz çalın! 🙂

sakiz_adasi_restoran_milarakia

Milarakia’dan değirmenlerin manzarası

Kyma – Lithi’de, mavi ve beyaza boyanmış renkleriyle, denize nazır tipik bir Yunan tavernası. Ahtapotu çok iyi, personeli sempatik.

sakiz_adasi_restoran_kyma_lithi

Kyma

SAKIZ ADASI’NDA GÖRMEDEN DÖNÜLMEMESİ GEREKEN KÖYLER

Sakız Adası’nda, özellikle adanın güneyinde, sakız üretiminin yapıldığı köyler çok iyi korunmuşlar. Ortaçağdan kalma bu köylerin en güzel yanı da, henüz tamamen turistik hale gelmemeleri. İnsanlar, yüzlerce yıllık evlerde hala yaşıyorlar. Yunanistan’ın anakarasından uzak olmasından dolayı kültürlerini çok iyi korumuşlar. Klasik Yunan kültürü çok iyi hissediliyor. Tabii Anadolu kültürünün izleri de görülüyor halkın misafirperverliğinde, güleryüzünde.

MESTA

Sakız Adası’nın en iyi korunmuş köylerinden birisi. 12. Yüzyıldan kalma yapılar bulunuyor. Korsan saldırılarından korunması amacıyla kale gibi korunaklı şekilde inşa edilmiş. Daracık sokakları, kemerli yapılarıyla labirent gibi. İnsan kendini eski dönemlerde hissediyor.

sakiz_adasi_mesta_sokaklari

Mesta’da tipik bir sokak

sakiz_adasi_mesta

Sokaklarda sevimli amca ve teyzelere sıkça rastlanıyor. Karşılaştığınızda Yunanca yasu ya da yasas diye selam vermeyi unutmayın.

sakiz_adasi_mesta_meydan

Mesta’da kafelerin bulunduğu küçük meydan

PİRGİ

Pirgi, sakız üretiminin en yoğun olduğu köylerden birisi. En büyük özelliği, dış cephelerinin geometrik şekillerdeki mozaiklerle süslenmiş olması. Tabii ki iki katlı evlerin bulunduğu dar sokaklarının şirinliğinden bahsetmeden de olmaz. Ben daha önce hep gündüz gitmiştim. Bu defa gece 10’dan sonra gidince, yazları gece vakti gidilmesi gerektiğini anladım. Gündüz sıcağından evlerinde dinlenen halk, akşam sokaklara akın ediyor. Kadınlar kapı önlerinde sohbet ederken, erkekler kahvelerde takılıyor.

sakiz_adasi_pirgi

Biz de Pirgililer gibi sokakta, kapı önündeki taburelere oturup mola verdik! 🙂

sakiz_adasi_pirgi_meydan

Köyün meydanındaki kafeler, akşamları tıklım tıklım oluyor.

sakiz_adasi_pirgi_sokaklari

Bizim gittiğimiz gece, 2014 FIBA Basketbol Dünya Kupası’nda Yunanistan’ın maçı olduğu için, kafelerde ve kahvelerde maç izleniyordu.

OLİMPİ 

Olimpi, Mesta kadar ünlü değil ama benzer mimariye sahip, bence Mesta’dan daha güzel olan bir köy. Adaya gelen turistler Mesta ve Pirgi’yi mutlaka ziyaret ediyor ama Olimpi’ye pek uğramıyorlar. Bence büyük hata. Biz de bir tesadüf eseri olmasaydı, belki gitmeyecektik. Hemen anlatayım. Sakız Adası’nın merkezinde şans eseri, 70 yaşındaki Kiki’ye rastladık. Biz arkadaşımla konuşurken, bize Türkçe seslendi, şaşırdık tabii. İstanbullu bir Rum kendisi. Tam bir İstanbul hanımefendisi. Bugün The Marmara Pera Oteli’nin olduğu yerde, bir apartmanda yaşıyorlarmış. Çocukluğu ve gençliği İstanbul’da geçmiş. 6-7 Eylül olayları ve akabinde annesini de kaybetmesine sebep olan acı olaylardan sonra Türkiye’den kaçmak zorunda kalmışlar. Atina’da, Sakız Adası’ndan olan eşi Nikos ile tanışmış. Bir süre Atina’da ve Amerika’da yaşadıktan sonra Sakız Adası’na, eşinin köyü Olimpi’ye yerleşmişler. Bize de kısa konuşmamızda, Olimpi’ye gelirseniz, bana da uğrayın dedi.

sakiz_adasi_olimpi

Olimpi sokaklarında ben

sakiz_adasi_olimpi_meydan

Olimpi köy meydanı

sakiz_adasi_olimpi_gece

Köyün sokaklarında, akşam vakti yaşlı bir kadınla sohbet eden bir papaz

Biz de Ayia Dinamı Plajı’na gittikten sonra, yakınlarda diye köye uğradık. Tabii elimizde isminden başka bir bilgi yoktu. Köy sokaklarında rastladığımız, İngilizce bilmeyen Rum kadınlara önce “Kiki” dedik, çıkaramadılar, sonra “Kiki Konstantinapoli” deyince, bir tanesi bizi kapısına kadar götürdü. Kiki bizi görünce kapıda, Tanrı misafirleriniz siz dedi, eve davet etti. Kahve içtik, çok keyifli sohbet ettik. Türkçesi aradan geçen bunca yıla rağmen oldukça akıcı. Hikayesi de öyle. Onunla ilgili ayrıca bir yazı yazmayı istiyorum zaten.

sakiz_adasi_olimpi_sokaklari

Sağdaki bankta oturan kadınlardan birisi, sorunca üşenmeyip bizi Kiki’nin evine kadar götürdü sağolsun.

sakiz_adasi_olimpi_kiki

Evlerinin olduğu sokakta Kiki ve eşi Nikos…

Bu köylerde gezinirken, hep evlerin içini merak ederdim. Kiki sayesinde görmüş oldum. Ev sanırım, 300-400 yıllık, oldukça eski bir ev. İçini ve eski yapısını çok iyi korumuşlar. Eşi, 2. Dünya Savaşı sırasında, çocukluğunu bu evde geçirmiş. Söylediğine göre, mutfağın ve evin genel görünümü, çocukluğunda da aynıymış. Sayelerinde çok güzel bir deneyim yaşamış olduk. Sonrasında da sohbetimize, köy meydanında, arkadaşlarının da katılmasıyla devam ettik.

sakiz_adasi_olimpi_mutfak

Evin mutfağı

sakiz_adasi_olimpi_ev

Bu da eski mobilyaların bulunduğu salonu

KAMBOS 

Sakız Adası’nın merkezine yakın bir bölge Kampos. Aslında köy yerine bölge demek daha doğru olur. Yüksek taş duvarlarla çevrilmiş narenciye bahçeleri ve bahçelerin içindeki, bir çoğu 14. Yüzyılda, Cenevizliler döneminden kalma, vakti zamanında adanın en zenginlerinin yaşadığı köşklerden oluşuyor. Ben hep arabayla gittim ama bisikletle gezinmesi çok zevkli olur diye düşünüyorum.

sakiz_adasi_kambos

Kambos’ta duvarların böyle yüksek olmasının sebebi, portakal ve madaline ağaçlarını rüzgardan korumakmış.

sakiz_adasi_kampos_citrus

Kambos’a gittiğinizde, köşklerin ve bahçelerin nasıl göründüğünü merak ediyorsanız, mutlaka bugün güzel bir kafe olan Citrus’a uğrayın.

sakiz_adasi_kampos_citrus_esek

Citrus’un narenciye bahçelerinde sevimli bir eşeğe rastladık. 🙂

VOLİSSOS 

Adanın kuzeybatısında, şirin bir köy. Tepesinde tarihi bir Bizans kalesi ver. Antik Çağ’da yaşamış olan ünlü ozan Homeros’un burada doğduğu iddia ediliyor. Biliyorsunuz doğduğu tahmin edilen diğer bir yer de İzmir. Eğer o taraflara giderseniz mutlaka uğrayın, sokaklarında gezinin derim.

sakiz_adasi_volissos

Volissos’un evleri ve arka planda Bizans kalesi

AGİO GALAS 

Sakız Adası’nın en kuzeyinde, bol virajlı yollardan gidilen bir köy. Mağarasıyla ünlü. Biz de o yüzden gittik. Mağara pek ilgimizi çekmedi ama köy çok garipti. Muhtemelen 80 yıl önce nasılsa, yine aynı köyün gelişmişliği. Sokakları daracık. Arabayla nasıl geçebildim o sokaklardan bilmiyorum. Sokaklarda eşek üzerinde gezinen amcalar da var. Değişik bir yer. Sırf bu yüzden gidilip görülür bence. Gitmişken tabii mağarasını da gezebilirsiniz.

sakiz_adasi_virajli_yollar_kuzeybati

Agio Galas’a giden yollar böyle, döndükçe dönüyorsunuz. Radyo da çekmiyor.

sakiz_adasi_agio_galas_koyu

Köyün daracık sokakları ve bizi gördüğüne şaşıran yaşlı bir kadın.

sakiz_adasi_agio_galas_koyu_esek

Eşeğe binen bir amca.

sakiz_adasi_agio_galaktos_magarasi

Agio Galaktos Mağarası’na inen yok. Bizden başka kimse yoktu, bir ara nereye geldik biz diye düşünmedik değil! 🙂

SAKIZ ADASI’NIN MERKEZİNDEKİ EN İYİ BARLAR

Kordonboyunda boydan boya tavernalar ve mekanlar var. Tabii hangisine gidileceğiniz bilmek gerekiyor bu durumda. Ben size anlatayım Sakızlı arkadaşlarımın nasıl takıldıklarını. Yazları, hemen hemen her gece dışarı çıkıyorlar. Önce ara sokaklardan birinde bulunan, hafif rock bar tarzındaki Kubrick’te takılıyorlar. Oradan, önce Plan B’ye, sonra da Sueno’ya geçiyorlar. Her gece böyle tekrar ediyor. Bazı geceler de, buralardan bir plaj partisine geçiyorlar. Beni de bir tanesine götürmüştü adadaki arkadaşlarım. Herkes mayolarını da yanına alıyor giderken. Gece belli bir saatten sonra denize giriyor herkes. Çok keyifli oluyor.

sakiz_adasi_leoforos_egeyu_kordonboyu

Kordonboyu geceleri çok hareketli oluyor.

SAKIZ ADASI’NDA ULAŞIM VE ARABA KİRALAMA

Sakız Adası’nı hakkını vererek gezebilmek için mutlaka bir araba gerekiyor bence. Araç kiralamak için en iyi yer ise, Vasilakis Rent a Car. Kordona paralel bir sokakta ofisi. Sorarsanız herkes gösterir yerini. Gitmeden önce kiralarsanız, aracı feribottan iner inmez teslim ediyorlar. Ücreti yüksek sezonda 40-50 Euro civarı günlük. Motor kiralamak da diğer bir seçenek ama yokuşlu ve virajlı yollarda zorlayabiliyor biraz. Yakın mesafeler için daha iyi. Bu arada tabelalar biraz kafa karıştırıcı Sakız Adası’nda. O yüzden telefonların GPS özelliklerini kullanmakta fayda var. Eğer ehliyetiniz yoksa ya da araba veya motor kiralamak istemiyorsanız, limandan kordona girişte otobüs terminali bulunuyor. Buradan belirli saatlerde adanın çeşitli yerlerine otobüs kalkıyor ama çok kullanışlı olduğunu sanmıyorum.

SAKIZ ADASI’NA NASIL GİDİLİR?

Sakız Adası’na Çeşme’den feribotla gidiliyor. Yol yaklaşık 40 dakika sürüyor. Giden üç firma var: Sunrise, Egebirlik ve Ertürk. Ben üçüyle de gidip geldim. Son gidişime kadar Sunrise’ı hiç kullanmamıştım ama büyük hata etmişim. Bütün firmalar hemen hemen aynı saatte kalkıyor, fiyatları da aynı, gidiş-dönüş 20 Euro civarı. Ama Sunrise’ın feribotu daha küçük olduğu için, diğerlerinden daha hızlı gidiyor, böylelikle Sakız Adası’na girişte yaşanan uzun pasaport kuyruklarına girmeye gerek kalmıyor. O yüzden size de tavsiyem Sunrise’ı tercih etmeniz olur.

sakiz_adasi_feribot

Sunrise’in Çeşme ile Sakız Adası arasında hizmet veren feribotu.

SAKIZ ADASI OTELLERİ

Bana en çok gelen sorulardan birisi de Sakız Adası’nda nerede kalalım oluyor. Üç farklı yerden üç farklı tavsiyem olacak.

Almiriki Hotel – Adanın batısında, çok sevdiğim Lithi Plajı’nda yer alıyor. O kadar keyifli ve huzurlu bir yer ki anlatamam. Otelden çıkar çıkmaz denize giriliyor. Yanında şirin tavernalar var. Odalar temiz, büyük ve konforlu. Manzarası da huzur verici. Mesta, Pirgi ve Olimpi’ye yakın. Özellikle kafa dinlendirici bir deniz tatili isteyenler için kesinlikle tavsiye ederim.

sakiz_adasi_almiriki_hotel_deniz

Ağaçların hemen arkası, Almiriki Hotel.

sakiz_adasi_almiriki_hotel

Oteldeki odamız.

sakiz_adasi_almiriki_hotel_manzara

Odanın kara tarafındaki manzarasına bayıldım!

Aegean Sea Rooms & Suites – Ben Sakız Adası’nın merkezinde, eğer arkadaşlarımda kalmıyorsam, bu otelde kalıyorum her defasında. Limanın hemen yanında yer alıyor. Deniz kenarındaki odalarını istediğinizi özellikle belirtin derim. Sahibi Thanasis’e de benden selam söyleyin!

Argentikon Luxury Suites – Ben de bu gidişimde keşfettim Kambos’taki bu oteli. Kapısında tabelası bile yok. Özellikle koymuyorlarmış. Kalmasak da davet üzerine gezdik. Birçok ödüllü, lüks bir butik otel. Yunanistan’ın ünlüleri, sporcuları, politikacıları, ve Türkiye’den de işadamları kalıyormuş. Sıradan oda fiyatları 400-500 Euro civarında zaten. Mandalina bahçeleri arasındaki odalar, biribirinden uzakta. Sessiz, sakin, konforlu ve romantik bir tatil için çok ideal.

sakiz_adasi_kambos_argentikon_luxury_suites

Otelin odalarından birinin terası

sakiz_adasi_kambos_argentikon_hotel

İnsanın saatlerce oturası geliyor…

 

INSTAGRAM: @orcundalarslan

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER YAZILAR:

PSARA: Issızlığıyla büyüleyen Yunan adası

RODOS

SAMOS (SİSAM ADASI)

MİDİLLİ ADASI REHBERİ