MARSİLYA

Eylül ayının başında, nereyekacsak.com ekibinden Sena ile araba kiralayıp Güney Fransa’da Marsilya, senin St. Tropez benim 5 günlük bir Güney Fransa turu yaptık. Cassis ve çok beğendiğimiz Aix-En-Provence’a da gittik. Fransa ve Fransızlarla ilgili birçok kişinin önyargısı var ama özellikle Fransa’nın güneyini kesinlikle bu önyargılardan uzak tutmak gerekiyor kanımca. Zira Marsilya’nın havası güzel, insanları sıcakkanlı, doğası ve mimarisi şahane.

marsilya-le-panier-sokaklar

Marsilya sokakları… Burası La Panier mahallesi…

marsilya

Uçaktan çektiğim bu fotoğrafta bütün Marsilya’yı tek bir kareye sığdırabildim! 🙂

Bu yazıda iki gece kaldığımız Marsilya’yı anlatacağım. Bu benim Marsilya’ya ikinci gelişim aslında. Tam 7 sene önce, yine bir Eylül ayında tanıdığım Avusturyalı arkadaşım Niki ile Marsilyalı Fransız arkadaşım Marina’nın düğünü için kalkıp o dönem yaşadığım Brüksel’den gelmiştim ama Avusturyalı arkadaşlarla teknede kaldığımız için deniz keyfi yapmak dışında çok fazla gezememiştik. Bu defa Sena’yla birlikte şehri keşfe çıktık.

marsilya-le-panier

Sena ile Marsilya hatırası 🙂

marsilya-dugun-2008

İşte bu fotoğraf da Marsilya’ya düğün için geldiğim 2008 yılından!

Bu yazının şarkısı, benim gibi tarzanca Fransızca bilenlerin bile anlayıp eşlik edebildiği, Pink Martini’nin Fransızca şarkısı “Je Ne Veux Pas Travailler” olsun. 🙂 Dinlemek için buraya tıklayın!

MARSİLYA HAKKINDA GENEL BİLGİLER

Marsilya, Fransa’nın Akdeniz kıyılarında yer alıyor. Provence-Alpes-Côte d’Azur (PACA) bölgesinin de merkezi. Marsilya’nın bizim açımızdan ilginç yanı ise şehrin M.Ö. 6. yüzyılda Foçalı (Phokaia) denizcilerin tarafından kurulmuş olması. Gerçi o dönemki Foçalılar Yunanmış ama olsun! 🙂

Marsilya’nın nüfusu 1,5 milyonun üzerinde. Metropoliten alan nüfusu baz alınınca, Paris ve Lyon’dan sonra Fransa’nın en büyük üçüncü şehri. Marsilyalılar, çok sıcakkanlı ve güler yüzlü insanlar. Gerek tip olarak, gerek hal hareket olarak daha çok İtalyanlara benziyorlar. Zaten nüfusunun üçte birinin kökeni İtalyan. Nüfusun yine bir o kadarı da Arap ya da Afrikalı göçmenlerden oluşuyor. Zaten bazı bölgelerde kendinizi daha çok kuzey Afrika’daymış gibi hissediyorsunuz. Ermeni, Portekiz ve Türk göçmenlerin sayısı da oldukça fazla.

marsilyalilar

Marsilya gençliği

Marsilya’da tipik Akdeniz iklimi var. Avrupa’nın en çok güneş alan şehirlerinden birisi. Ama benim her iki gidişim de Eylül ayındaydı. Gündüzleri havası gayet İzmir gibi sıcak olsa da, akşamları bildiğiniz esiyor. Tabii yanımda mont, hırka tarzı bir şey götürmediğim için dondum geceleri.

Sena ile Marsilya’dan ilk izlenimlerimizi anlattığımız videomuzu izleyin. Youtube kanalımıza abone olmayı da unutmayın!

MARSİLYA’DA GEZİLECEK YERLER

Benim için Marsilya demek Le Panier demek. Le Panier, dar sokakları ve renkli binalarıyla kesinlikle şehrin en sevdiğim yeri oldu. O yüzden anlatmaya ilk buradan başlayacağım. Burası için Marsilya’nın Şişhane’si ya da Karaköy’ü diyebiliriz. Şehrin en eski yerleşim yerlerinden birisi. Çok değil, daha 3-5 sene öncesine kadar insanların gelmeye çekindiği, tehlikeli bir bölgeymiş ve hızlı bir dönüşüm geçirmiş. Artık çok sayıda kafenin, barın ve ilginç dükkanların bulunduğu, kentin en püpüler mahallesi. Tam sokak aralarında kaybolmalık, Instagram fotoğrafları çekmelik.

marsilya-le-panier-sokaklari

Le Panier’nin rengarenk boyalı binaları, İtalyan mimarisine sahip.

marsilya-le-panier-camasirlar

Le Panier bir yandan da Lizbon’un yokuşlu, pencerelerinde çamaşırlar asılı sokaklarını da andırmıyor değil.

marsilya-le-panier-duvar-resmi

Tüm şehirde olduğu gibi, burada da çok güzel duvar resimleri var. Arkamdaki tam da Marsilya temalı.

marsilya-le-panier-panjurlar

Panier’de binalar ayrı, çiçekle süslü pencere ve panjurlar ayrı güzel.

marsilya-le-panier-binalar

Mimariye dikkat edilince, aslında çok sadece, düz binalar ama panjurların dokunuşu bile binayı güzelleştirmeye yetiyor. Nedense bir biz beceremiyoruz bu estetik işini!

marsilya-le-panier-cafe

İnsanın Le Panier’deki kafelerin hepsine tek tek oturası geliyor.

İşte o kafelerden birinde, Manolo’da Sena’yla çektiğimiz video. Tekrar hatırlatıyorum, videoyu izledikten sonra Youtube kanalımıza abone olmayı unutmayın! 🙂

marsilya-le-panier-gunluk-hayat

Le Panier’de günlük hayat

marsilya-le-panier-aksam-notre-dame-des-accoules-kiliesi

Mahalle akşam üstü ayrı güzel oluyor. Sokaklar dar olduğu için diğer yerlere göre de daha az esiyor üstelik! 😀

marsilya-le-panier-vespa

Artistik pozlar vermeyi sevenleri Marsilya’da Le Panier sokaklarına bekleriz!

marsilya-le-panier-sabuncu

Bu arada anlatmakta fayda var. Marsilya sabunuyla ünlü bir şehir. Şehrin en ünlü hediyelik eşyası da doğal olarak rengarenk, farklı kokulara sahip sabunlar. Biz Rue du Panier’deki bu dükkandan aldık sabunları. 🙂

Gelelim şehrin kalbi ve en turistik yeri olan Eski Liman’a, yani Vieux Port’a. Eski Liman, Foçalıların şehri ilk kurduğu yer. Limanda bugün artık lüks tekneler olsa da dünyanın en eski limanlarından birisi. Eski Liman da Le Panier gibi eskiden çok ilgi görmeyen bir bölgeyken son 5-10 yıl içinde büyük değişim geçirip çok sayıda mekanın hizmet verdiği, halkın ve turistlerin yürüyüş için geldiği bir bölge olmuş.

marsilya-eski-liman-romantik-cift

Eski Liman’da romantik bir çift

marsilya-eski-liman-halk

Eski Liman’ın etrafındaki kaldırım geniş ötesi ve özellikle Pazar günleri çok hareketli.

marsilya-eski-liman-dans-sov

Burada her an karşınıza çıkacak sokak şovlarından birini izleyebilirsiniz.

marsilya-eski-liman-kafeler

Eski Liman’da böyle sıra sıra kafeler de var ama hemen hepsi çok turistik. Yine de bir kahve ya da bira molası için oturmak keyifli oluyor.

marsilya-belediyesi

Kafelerin olduğu sırada bir de Marsilya Belediyesi’nin binası var. Çok beğendim.

marsilya-eski-liman-ayna

Eski Liman’ın meydanına bir de böyle ayna koymuşlar. Amacını çözemedim. Belki turistleri güneşten korumak için böyle bir şey yapmışlardır. Anlamsız durmasın diye de aynayla kaplamışlardır. Ama ilgi çekici olduğu kesin. Herkes durup, tepedeki aynadan kendi fotoğrafını çekiyor. Biz de çektik tabii 😀

Marsilya denilince akla ilk gelenlerden birisi kesinlikle, şehrin simgelerinden olan Notre Dame de la Garde Bazilikası. 1864’te yapılan kilise, sanki kentin koruyucusuymuş gibi şehre bir tepeden bakıyor ve hemen her yerden görülüyor. Diğer dikkat çeken kiliseler ise Eski Liman’da meydanın yanında yer alan Saint-Ferréol Kilisesi ile Marsilya Katedrali. Biz üçüne de sadece dışarıdan baktık. Bütün kiliselerin içi birbirine çok benzediği için artık kilise gezmek hiç ilgimi çekmiyor. Ama dıştan görüntüleri güzel.

marsilya-notre-dame-de-la-garge-kilisesi

İşte Marsilya’nın en ünlü yapısı Notre Dame De La Garde Bazilikası. Özellikle hemen aşağısındaki Eski Liman’la bütünleşen görüntüsü çok güzel. Bu fotoğrafı kaldığımız otelde odamdan çektim.

marsilya-eski-liman-saint-ferreol-kilisesi

Tipik Fransız kiliselerinden çok İtalyan kiliselerine benzeyen Saint-Ferréol Kilisesi, 1447 yılında inşa edilmiş ama dış cephesi 1875’te yeniden yapılmış.

marsilya-katedrali-ve-gencler

Marsilya Katedrali yakınlarındaki merdivenlerde, Akdeniz üzerinden batan güneşe nazır oturan gençler.

Bu kadar turistik yer yeter. Şimdi geçelim Marsilya’da en sevdiğim ikinci bölgeye, yani Cours Julien’a. Cours Julien, Marsilya’da hem hipster hem sanatçı, hem de gezmeyi tozmayı, güzel yaşamayı seven gençlerin takıldığı mahalle. Marsilyalılar bu kitleyi tarif etmek için burjuva ve bohem kelimelerinin Fransızcasının ilk iki harflerinden kısaltarak oluşturdukları “bobo” kelimesini kullanıyorlar. Cour Julien’da hemen her yerde duvar resimleri var. Sokak aralarında enteresan mekanlar var, meydanda da hafta sonları kurulan bir bit pazarı var

marsilya-cours-julien-duvar-resmi

Cour Julien tam bir grafiti cenneti

marsilya-cours-julien-cafe

Cour Joulien’daki kafelerde takılan “bobo” gençliği…

marsilya-cours-julien-kafeler

Hafta sonları tabii kendini genç hissedenlerin de uğrak yeri 🙂

marsilya-cours-julien-bit-pazari

Meydanda kurulan bit pazarı

marsilya-cour-julien-notre-dame-de-mont-metro

Cour Julien’ın biraz ilerisinde, Notre Dame de Mont metro istasyonunun çevresinde bir bit pazarı daha var. Burada daha çok eski kıyafetler satılıyor. Bir ilginç yanı da bu çevrede hemen hemen hiç göçmenin olmaması.

Cour Joulien çevresindeki sokaklar da çok güzel. Sokak aralarında yürümenizi tavsiye ederim. Ben özellikle Rue Estelle’e bayıldım. Yokuşlu, Fransız balkonlu ve panjurlu binaların olduğu bir sokak. Alışveriş tutkunuysanız, bu sokakların devamında da zaten Marsilya’nın alışveriş caddelerine denk geliyorsunuz. Bunlardan birisi, yaya trafiğine kapalı olan Rue Saint-Ferréol. Daha çok uluslararası hızlı moda markalarının olduğu bir cadde. Paralelindeki Rue Paradis ise, biraz daha tasarım mağazalarının, butiklerinin bulunduğu bir cadde. Bir de tabii civardaki ara sokaklar var. Oralarda da yerli markalardan lüks markalara kadar birbirinden farklı mağazalar var. Bir de kentin en tanınmış caddesi La Canabiére var ama kanımca pek bir özelliği yok. Ben yine de yazmış olayım.

marsilya-rue-estelle-sokak

Bazı sokakları da çok güzel, misal Rue Estelle. Vaktiniz olursa mutlaka geçin bu sokaktan.

marsilya-rue-estelle

Bu da aynı sokağın aşağıdan yukarıya görüntüsü.

marsilya-saint-ferreol-alisveris

Rue Saint-Ferréol, Marsilya’nın en popüler alışveriş caddelerinden birisi ama Pazar günleri çoğu mağaza kapalı. Zara’dan H&M’e birçok markanın mağazası var.

marsilya-rue-paradis-alisveris

Rue Paradis

marsilya-rue-paradis-jogging

Rue Paradis’teki Jogging’te, Türk modacı Ümit Benan’ın da tasarımları satılıyor.

marsilya-rue-paradis-sokaklar

Rue Paradis’e açılan bir sokak… Marsilya’da günlük hayattan bir kare…

Peki Marsilya’da görülecek başka nereler var? Küçük ve şirin meydanları var. İlki Eski Liman’ın güney yakasındaki, uzun ince bir meydan olan Cours Honoré-d’Estienne-d’Orves. Rengarenk binaları ve heykelleriyle insana daha çok Roma’da bir meydandaymış hissiyatı veriyor. Meydanda çok sayıda kafe, bar, restoran ve sanat galerisi de var. İkincisi Lenche Meydanı. Eski Liman ile Le Panier arasında, eğimli bir meydan. Mola vermek için çok keyifli bir yer. Üçüncü meydan da Marché de Noailles. Burası diğer ikisinden çok farklı. Gerek demografik yapısı gerekse genel görüntüsüyle kendinizi bir Arap şehrinde hissetmenizi sağlıyor. Buradaki manavlardan meyve sebze alışverişi yapabilir ya da civardaki restoranlarda Fas veya Cezayir yemeklerinin tadına bakabilirsiniz.

marsilya-cours-honore-destienne-dorves

Cours Honoré-d’Estienne-d’Orves

marsilya-lenche-meydanı

Lenche Meydanı

marsilya-lenche-meydani

Marsilya’da her yerde olduğu gibi Lenche Meydanı’nda da romantik çiftler var.

marsilya-marche-de-noailles-arap-mahallesi

Marsilya’nın Arap mahallesi Marché de Noailles

Eğer yeterli vaktiniz varsa, MuCEM’e (Avrupa ve Akdeniz Medeniyetleri Müzesi) ve Pharo Sarayı’na da gidebilirsiniz. Eskiden bir hastane olan, şimdi ise bizim kaldığımız Intercontinental Marseilles – Hotel Dieu’nün 12. yüzyılda inşa edilmiş ve 16. ve 18. yüzyıllarda eklemeler yapılmış heybetli binasını da mutlaka görün derim. Kesinlikle kentin en güzel binalarından birisi. Futbol tutkunuysanız da tabii ki 67.344 seyirci kapasitesiyle Fransa’nın en büyük stadı olan Véledrome Stadyumu’na uğramanız gerekiyor. Belki burayı kullanan Olympique de Marseille’in de bir maçına denk gelirsiniz.

marsilya-mucem

Günbatımında MuCEM… Bizim gitme sebebimiz müzeyi gezmek değil önündeki alanda düzenlenen müzik festivaline katılmaktı, o ayrı! 😀

marsilya-intercontinental

Intercontinental’in eskiden hastane olarak kullanılan heybetli, tarihi binası…

MARSİLYA PLAJLARI

Marsilya gerçek bir Akdeniz şehri. Doğal olarak yazın Marsilya’ya gidince insanın aklına ilk gelen şeylerden birisi de deniz keyfi yapmak oluyor. En azından bizim için öyle oldu ama ne kadar niyetlendiysek yeterli vaktimiz olmamasından dolayı giremedik. Ama bu size plajları anlatmama engel değil.

Marsilya’da, Antalya’da olduğu gibi şehir merkezinde plajlar var. En bilineni, Eski Liman’a oldukça yakın, kumlu bir plaj olan Katalan Plajı (Anse des Catalans). Prophète ve Pointe Rouge ise diğer iki popüler plaj. 2008’de gittiğimde bizim kaldığımız tekne Pointe Rouge’un marinasına bağlıydı. Tabii düğünden arta kalan zamanlarda açılıp Marsilya’ya yakın küçük adaların plajlarında demirleyip denize girdik. Denizin rengi efsane güzel oralarda.

marseilles-vieux-port

Uçaktan çektiğim bu fotoğrafta sağ altta Katalan Plajı’nı görebilirsiniz. Tam ortada Eski Liman var, fotoğrafın sol ön tarafında da MuCEM’in binası.

marsilya-deniz-2008

2008’de Marsilya açıklarında yaptığımız tekne turunda…

Marsilya deyince Les Calaques’ten bahsetmeden olmaz. Marsilya’dan başlayıp Cassis’e kadar olan sahil şeridinde “calanque” denilen fiyord tipi, küçük, turkuaz suyu olan cennet gibi koylar bulunuyor. Calanque de Sarmiou’ya gittik. Biz geç gittiğimiz için arabayla aşağıya inmemize izin vermediler, o yüzden denize giremedik ama içimde kaldı. Ama yukarıdan manzarası enfesti. En popüler olan koyun ismi ise Calanque de Sugiton ama yalnızca tekneyle ya da Luminy Üniversitesi’nin kampüsünden yaklaşık 40 dakika yürüyerek ulaşılıyormuş. Google’da fotoğraflarına bakın, vaktiniz kalırsa gitmeye kesinlikle değecek bir yer.

marsilya-calanque-de-sarmiou

Sana bir tepeden baktım Calanque de Sarmiou… Denizin rengi aslında turkuaz ama biz akşam gittiğimiz için çok belli olmuyor… Bu arada virajlı yollara dikkat!

MARSİLYA’DA YEME, İÇME, GECE HAYATI

Marsilya yemekleri, restoranları ya da gece hayatıyla ünlü bir şehir değil. Ama mesela Marsilya’ya gidince, güvecimsi, deniz ürünlerinden yapılan balık çorbası bouillabaisse içmeden dönmemek lazım. Balık ve deniz ürünleri için, turistlerden çok yerli halkın tercih ettiği, La Canebiére’in yukarılarındaki La Boite à Sardine’e gidebilirsiniz ama hatırlatmakta fayda var, yalnızca sabah 11’den öğleden sonra 3’e kadar açık. Pazar ve Pazartesi günleri de kapalı.

Marsilya’nın hareketli gece hayatı yok ama geceleri Cour Julien’ın sokak aralarında takılacak küçük mekanlar var. Biz Rue Pastoret’deki Waaw’a gittik. Açılımı What An Amazing World, yani “ne kadar harika bir dünya”. Burası ilk bakışta sadece bir şeyler yiyip içilebilecek sıradan bir bar gibi duruyor ama asıl özelliği sahibi Isabelle’in müşterileri şehirdeki etkinliklerden haberdar etmesi, ilgi alanlarına göre başka mekanlar tavsiye etmesi. Misal bize Acontraluz Elektronik Müzik Festivali’nden bahsetti ve hatta bahsetmekle kalmayıp normalde oldukça pahalı olan festival biletlerini bile hediye etti kendisi gidemeyeceği için. MuCEM’deki festivale tabii ki gittik.

marsilya-cours-julien-rue-pastoret-waaw

Waaw

marsilya-acontraluz-electronic-music-festival

MuCEM’deki Acontraluz Elektronik Müzik Festivali’nde sahneye çıkanlardan birisi de İbiza’daki mekanlarda sık sık çalan Solumun’du. Havanın soğukluğuna rağmen festival ortamı fena değildi ama benim kafam elektronik müziği 1-2 saatten sonra almadığı için çok fazla kalmadık.

Gece kulüpleriyle ilgili pek fikrim yok ama 30’lu yaşlarında, iş güç sahibi, eğlenmeyi de seven Marsilyalıların takıldığı mekanlarda bir şeyler içmek isterseniz Eski Liman’ın güneyinde, Saint Victor Manastırı’nın yakınlarındaki Café de l’Abbaye’i ya da Eski Liman’ın kuzey kıyısındaki La Poulpe’e gidebilirsiniz.

MARSİLYA’YA NASIL GİDİLİR?

Fransa’ya gitmek için Türk vatandaşlarının pasaportlarında geçerli bir Schengen vizesinin bulunması gerekiyor. Başka hava yollarının da uçuşları var ama biz Marsilya uçak biletimizi Türk Hava Yolları‘ndan aldık. Eğer fiyatlar benzer seviyelerdeyse ben her zaman Türk Hava Yolları’nı tercih ediyorum, zira yemeklerini çok seviyorum! 🙂 Marsilya’ya yol yaklaşık 3 saat sürüyor.

marsilya-thy

Uçağımız Marsilya Havalimanı’na inmeden önce, Pointe Rouge’un üzerinde uçarken

MARSİLYA OTELLERİ

Biz Marsilya’da Intercontinental Marseilles – Hotel Dieu’de konakladık ve çok memnun kaldık. Marsilya’nın en güzel otellerinden birisi. Heybetli tarihi binanısının güzelliği yeter diyeceğim ama sadece o kadarla bitmiyor. Odaları çok konforlu ve manzarası şahane. Eğer bizimki gibi kendi özel terası olan odalarda kalırsanız, kahvaltınızı terasta da yapabiliyorsunuz.

marsilya-intercontinental-gece-manzara

Otele vardığımızda akşam olmuştu ve odalara çıkınca ilk karşılaştığımız manzara bu oldu.

marsilya-intercontinental-hotel

Intercontinental Marseilles Hotel Dieu’nün odaları inanılmaz konforlu.

marsilya-intercontinental-hotel-dieu

Banyonun tasarımına bayıldık.

marsilya-intercontinental-kahvalti

Odanın terasında kahvaltı yapmak da ayrı keyifli oldu.

 

INSTAGRAM: @orcundalarslan

 

ŞU YAZILAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

AIX-EN-PROVENCE: Güney Fransa’nın Gizli Cenneti

MERİBEL: Fransız Alpleri’nin Yükselen Kayak Merkezi

48 SAATTE ROMA

MADRİD